
TRT
Yönetmen: Birkan Uz
Yapım: İdol Yapım, Burak Törer
Oyuncular: Janset, Mustafa Uğurlu, Alev Oraloğlu, Fatma Karanfil, Ali Erkozan, Aykut Oray, Ahmet Kural, Doğa Bekleriz, Tolga Üstüner ve Sevtap Çapan
Müzik: Berksan
Neslihan Yıldız
‘Evimin Erkeği’ projesi nasıl ortaya çıktı?
Senaristlerimiz Sevil Kısakürek ve Nergis Kumbasar. Onların mevcut senaryolarıydı, kendilerinin oluşturduğu bir projeydi. Yapımcımız Burak Bey o sıralar proje arıyordu ve Nergis Hanım ve Sevil Hanım ile görüşüldüğünde bize birkaç tane proje verdiler. Burak Bey’in de çok hoşuna giden ‘Evimin Erkeği’ oldu. Onun üzerine oturup ekip çalışmasıyla bu proje oluşturuldu. Oluşmuş hale geldiğinde tamamdır artık, biz bunu yapalım, dedik.
Özgün bir senaryo mu yoksa uyarlama mı?Kesinlikle özgün bir senaryo.
Yani yurt dışındaki her hangi bir diziden uyarlama değil.
Hayır, değil.
Kamera önünde ve arkasında kaç kişi çalışıyor? Kaç oyuncunuz var?
Kırk kişilik bir ekibimiz, on beş tane de oyuncumuz var.
TRT’nin iç yapımı mı?
Kesinlikle dış yapım. Firmamızın adı İdol Yapım. TRT’ye biz yapıp veriyoruz.
Oyuncularınızın seçimini neye göre yaptınız?
Kast çalışması çok uzun süren ve oldukça vakit alan, mesai harcanması gereken, bir projenin oluşumundaki en zor aşamadır. Önce senaryoyu alıp okuruz. Zaten okurken gözümüzde birileri canlanır, oyuncu olmasa bile bazı tipler canlanır. Onlara göre senaristlerimiz, yönetmenimiz, yapımcımız ve kast sorumlumuz ile hep beraber oturup bir kadro olarak oyuncu seçimine giriyoruz. O karakterin yapısı, tipi göz önünde bulundurularak oyuncu seçiyoruz ama dediğim gibi bir projenin oluşumundaki en zor aşama kast aşamasıdır. Bir projede senaryo çok önemlidir. Senaryo ne kadar önemliyse kast da o kadar önemlidir.
Ben sizi sit com olarak biliyorum ama dış çekimleriniz de var, değil mi?
Yani tam sit com değil, sit com tadında drama diye biliriz buna. Komedi, melodram gibi de diyebiliriz.
Nerelerde çekiliyor?
Emirgan taraflarında çekiliyor. Üç tane mekânımız aynı binada, bir sokak ötede öbür evimiz var. Sürekli Emirgan, Balta Limanı civarlarındayız.
Bir dizi filmin TRT’de yayınlanmasıyla diğer özel kanallarda yayınlanması arasında fark var mı? TRT’nin avantajları nelerdir?
TRT çok özel bir kurum zaten, devlet kanalı. Hani biz yapımcılar için de, oyuncular için de TRT’de görev almak, TRT’ye bir iş yapmak, TRT bünyesinde olmak çok özeldir. Yani başka bir avantajı olmasa bile sonuçta bütün çalışanlar için, buradaki set amirinden ışık şefine kadar TRT bünyesinde olmak, TRT’de bir şey yapmak çok geçmişten gelen bir kanal olduğu için çok önemlidir.
Hangi gün ve saatte yayınlanıyor?
Perşembe günleri, saat 20.30’da yayınlanıyor.
Tekrarları var mı?
Tekrarları Cumartesi günleri yayınlanıyor. Asıl yayının Cumartesi’ye geçme gibi bir şey söz konusu olabilir.
Oyuncular senaryoya müdahale ediyor mu?
Hayır, hiçbir şekilde müdahale etmiyorlar. Sadece ufak tefek, bazı istedikleri şeyleri tabii ki bizimle, senaristlerle paylaşıyorlar. Hani bu böyle olsa daha iyi olurdu, bak ben burada böyle bir şey katmak istiyorum, bu yanlış olur mu? gibi ufak tefek katkıları oluyor tabii ki.
Çekimler nasıl geçiyor?
Çekimler çok iyi geçiyor çünkü çok keyifli bir set. Çok keyifli bir senaryosu var zaten. Komedi olduğu için de daha güzel geçiyor. Drama çekmekten daha keyifli aslında. Çok keyifli ve çok eğlenceli geçiyor set.
Bir bölümün hazırlanması kaç gün sürüyor?
Beş günde çekimini gerçekleştiriyoruz. Toplamda bir hafta diyebiliriz.
Dublajlı mı?
Hayır, sesli çekiyoruz.
Sizin şirketinizin daha önce yaptığı dizi filmler var mı?
İdol Yapım, daha yeni kurulmuş bir firma. ‘Evimin Erkeği’ ilk dizi filmimiz bizim.
JANSET [Jale]
‘Evimin Erkeği’nde oynaman için teklif geldiğinde hangi kriterlere dayanarak kabul ettin?
Bu projeyi kabul ederken öncelikle TRT’de olması sempatik geldi. Burak Törer yapımcımız, ilk projesi olacaktı ve projeyle ilgili de çok heyecanlıydı. O heyecanı hissetmek de ayrı bir mutluluk veriyor insana çünkü ilk göz ağrısı gibi bir şey. Sonra senaryonun günlük dille yazılması, Türkçesinin konuşma diliyle olması, partnerimin Mustafa Uğurlu olacak olması, diğer oyuncuların birbirinden lezzet olması.. Bunlar başlıca kabul etmemdeki sebepler.
Biraz da rolünden bahseder misin?
Ben yani Jale, okuldan mezun olduktan sonra Emre’ye [Mustafa Uğurlu] âşık oluyor, evleniyorlar ve ondan sonra evinin kadını oluyor. Kendisini evine ve kocasına adayan bir kadın fakat bir gün geliyor ki kocası sinir krizi geçiriyor ve kocası evde kalmak, ev kadını olan Jale de işe gitmek zorunda kalıyor. Benim daha önce oynadığım karakterlerden farkı öyle çok hani atılgan ya da işte ne bileyim burnundan kıl aldırmayan bir karakter değil aksine tam tersi. Naif, ürkek, ne yapacağını bilemeyen biraz şaşkın öyle bir karakter.
Çekimleriniz nasıl geçiyor?
Çekimlerimiz iyi gidiyor. Şimdi birkaç bölüm iç içe çekiyoruz ki stok yapabilelim diye. O yüzden biraz yoğun çalışıyoruz. Bir de çalıştıkça insan eksiğini gediğini görüp anca tamamlayabiliyor. Ufak tefek pürüzler yaşıyoruz ama gayet iyi gidiyor.
Senaryoya hiç müdahale ettiğin oluyor mu?
Bu projeyi kabul ederken karakterimle ilgili yaptığım değişiklikler var. Normalde bu karakter de diğer oynadığım karakterler gibi sivri bir karakter olacaktı ama ben ona tam tersi bir köşeye yatırdım. Daha naif, daha yumuşak.. Öyle alışverişlerimiz oluyor; gayet şeker bir yazar ekibimiz var. Her türlü görüşe çok da açıklar. O yüzden çok keyifli bir çalışma oluyor.
Yayınlandığı zaman kendini seyrediyor musun?
Bir kere seyrediyorum evet. İlk yayınlandığında, bütün seyircilerle birlikte izliyoruz.
Bunu bütün oyuncu arkadaşlarımıza soruyorum. Kendini gördüğün zaman ne hissediyorsun?
Kendimi gördüğümde artık heyecanlanmıyorum. Neyi, nasıl yapmışım diye kendime bakıyorum. Normalde bir filmi bile film gibi seyredemez oldum. Artık film seyretmek bana zevk değil, işkence veriyor çünkü sadece iş olarak bakıyorum; aman ışığı nasıl, kaşığı nasıl? Nasıl oynamışlar, nasıl yönetmiş, aman da replikler nasılına kadar.. O yüzden kendimi de seyrederken kâğıt kalemle kendimle ilgili notları alıyorum, seyredeceğimi seyrediyorum. Ondan sonra da bir daha bakmıyorum.