Funda Arar ve Kıraç.. arkıları ve sesleri ile sadece döneminde değil, gelecekte de şimdiden sağlam birer yer edindiler. Milyonlar onların şarkılarında kendi yansımalarını buluyor, hüzünleniyor ve hatta aşklarını ifade ediyor.
Türk müziğinde var olan çıtayı daha da yükseğe taşıyan bu müzik gönüllüsü iki sanatçıyla 27 Aralık’ta, TRT’de beraber sundukları Gölgeler isimli programlarının sonunda konuştuk.
Kendi bestelerine baktığın zaman Türk müziğinde nerede görüyorsun?
Ben bir türsem, tüm dünyada da var bu. Çok az da olsa her dönemde benim gibi insanlar vardır. Nedir bu insanlar? Kıraç gibi insanlar. Öyle söyleyeyim. Yeni ufuklar açmayı seven, yaptığı işe sıkı sıkıya bağlı, müziği bir geçinme aracından daha çok ifade aracı olarak gören toplumsal sorumluluğu olan, idealist bir yerdeyim ama Türkiye’de benim gibi düşünen müzisyenlerin çoğunluğunun aksine ben şanslı bir adam sayılırım çünkü kendimi dinleyici kitlesiyle buluşturabildim. Öyle bir şansa sahip oldum. İnsanlar beni takdir etti, sevdiler. Hiç bir zaman gün yüzüne gelemeyebilirdim. İyi bir yerdeyim, saygı duyulacak bir yerde olduğumu düşünüyorum.
Bundan sonrası için hedefin nedir? Nerede anılmak istersin?
Türk müziğine, Türk kültürüne daha doğrusu dünya kültürüne yeni ufuklar açmış bir insan olarak anılmak, her anlamda adından saygıyla bahsedilen biri olmak isterim.
Dizi film müziklerini yapmaya nasıl başladın?
Bağlı bulunduğum TMC Şirketi benim müzik yapımlarımı yapıyor. Film ve dizi de çekiyor. İlk olarak Zerda’yı bana söylediler, yapar mısın diye. Ben de memnuniyetle yaparım size, dedim. Zerda dizisinde yaptığım müzikler başarılı olunca devamı geldi. Bir İstanbul Masalı, Aliye, Yağmur Zamanı, Beyaz Gelincik ve şimdi de Binbir gece.
Dikkat ettim çıkıp önceki diziler süresince ekranlarda çok konuşmadın. Binbir Gece başladıktan sonra sen de çıkıp dizi hakkındaki yorumlarını söylüyorsun. Bu dizi senin için özel bir yer mi ifade ediyor yoksa dizi çok popüler olduğu için mi açıklamalar yapıyorsun?
Benim yaptığım dizilerin çoğu popülerdi. Beni yakalıyorlar, ben öyle basına açıklama yapmıyorum. Önceden kaçmıyordum. Bu dizi daha yayınlanır yayınlanmaz birdenbire popüler oldu. Bana da sorma gereği duyuyorlar. Bu kesinlikle basının, medyanın seçimi. Müziklerim dizi filmlerde çok daha güçlü duyulmaya başlayınca benim de görüşlerimi, düşüncelerimi alıyorlar. Bir de popülerliğimden kaynaklanan bir durum bu.
Oyunculuk teklifi geldi mi sana?
Çok ama benim şu anki durumum buna müsait değil.
Kariyere engel olacağı düşünülerek yaşanılan beraberliğin gizlenmesi doğru mudur?
Seçtiğiniz kariyere bağlı bu. Kariyerinizin nasıl olduğunu düşünüyorsunuz, ona bağlıdır. Bütün dünyanın sevdiği ya da bulunduğunuz toplumda seks yıldızı olmak, bütün kadınların tercih ettiği bir adam gibi gözükmek, popülerliğinizi öyle algılatmak istiyorsanız o zaman bir beraberlik sizin için tehlikeli olabilir. Herkesin sürekli kafalarında bir çeşit sevişme, seks fantezileri oluşturmak niyetiyle, onu araç kullanarak para kazanmayı ve şöhret olmayı düşlemişseniz ve ileriye öyle götürmeyi düşünüyorsanız sürekli ve hayatınızda biri varsa sizin kariyerinize engeldir ama normal bir insan gibi yaşamak istiyorsanız, normal derken bir insanın biriyle birlikte olmasıdır; hiç biri yalnız değildir, yalan söylüyorlardır. Bir de o kısmı var, herkesin birlikte olduğu biri vardır. Bir dönem yoktur, bir dönem vardır. Terbiyenizle ilgili yani, kariyerinizi nasıl ortaya koymak istiyorsanız onla ilgili bir sıkıntınız olabilir. Bazen tam tersi çok da iyidir yani. İyi bir ilişki sizi sağlam ve zinde tutar. Daha güzel kararlar alırsınız, daha çalışkan bir insan olursunuz.
60’lı 70’li yıllarda yapılan müziklere yönelme oluyor. Baktığımız zaman dönemimizdeki müziklerde kalıcılık yok, çabuk tüketiliyor. Neden bu kadar kısır? Bu konuda ne düşünüyorsun?
Geçmişimizin duygusal ürünler bağlamında bu günden daha iyi, kaliteli, romantik olduğu bir gerçek. Bütün dünyada da bu böyledir. Her zaman geçmiş mutlu, güzel kısımlarıyla anılır. Türkiye’ye mahsus bir şey değil, tüm dünyada böyle; bütün eski şarkılar tekrar söyleniyor ama üretim çok hızlı olmaya başlayınca her şey dâhil, çok çabuk üretilip çok çabuk tüketilme dönemi yaşadığımız, kapitalizmin en uç noktalarına geldiğimiz için sürekli üretimin verdiği bir kalitesizlik normal olarak her şeyde vardır. El emeği, işlenmiş bir halıyla fabrika halısı hiç bir zaman birbirini tutmayacağı gibi bizimki de öyle. Şu an tam bir fabrika gibi çalışıyor tüm dünyada müzik sektörü ve bu durumda kalitesi, çok sektörleştiği için duyusundan çok şey kaybediyor. Onun için de eskileri tercih ediyorlar, üretmekte de sıkıntı çekiliyor bu kadar çok yani her sene on tane şarkılık albüm yapmak kolay değil. O yüzden eskilerden faydalanmakta yarar var. Yoksa bugün yapılan şeylerle kalıp kalmayacağı belli olmaz. Bir yirmi sene sonra belli olur. Belki de o zamanki insanlar diyecek ki 90’lı yıllarda ne güzel şarkılar vardı, ne kadar güzeldi o günler.
Gündemde çıkacak olan bir albümün var mı, dizi film müzikleri dışında?
Şimdi stüdyo aşamasında girdik. Mart’a kadar kayıtlar biter. Beşinci albümümüz inşallah çıkar.
Eğlence anlayışın nedir?
Genel olarak evde eğlenmekten, vakit geçirmekten hoşlanıyorum. Kendi dünyamda mutlu olmaya çalışan bir insanım ama bu demek değil ki bazı zamanlar değişmiyor bu duygum. Zaman zaman da her şeyi tercih ederim. Sabit bir şekil yok.
Vazgeçemediğin teknolojik ürün var mı?
Müzik aletlerim.
Teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim.
- Hande Yöremen/ 27 Aralık 2006