+ yazılar

Yine geziyor deniliyor biliyorum ama bu sefer geziden ziyade çocukluk arkadaşım Selim Sarıkaya’nın düğün daveti için geçen hafta sonu Denizli’deydim.

Mecburi bir geziden çok görevdi benim için Denizli’ye gelmek. Arkadaşımızı haliyle bu mutlu gününde yalnız bırakmayacaktık. Tabii ki benim adım Caner, bir yere gidince iş de olsa oradan bir şeyler çıkarmaya çalışırım. Hadi şimdi başlıyorum Denizli notlarıma…….

. İnternetten keşfettiğimiz 3 yıldızlı Grand Otel Keskin de kaldık. İyiki de kalmışız. Şehrin merkezinde tertemiz odaları sıcak suyu ile süperdi. Ailece kalınacak mantıklı bir otel. www.grandkeskin.com 0 258 263 63 61. Denizli / Galatasaray maçı için gelen teknik ekibinde Grand Otel Keskin’de kalıyor oluşu futbol sever arkadaşlarım için ayrı bir heyecandı.

. Çardak Havalimanından çıkınca şehri bilmiyorsanız muhakkak araç kiralamalısınız. Havalimanında iki firma var. Varlık Turizm 0 258 263 21 47

. Geçen haftaki Adana ziyaretimde şehrin büyük şehir olmasına karşın Havalimanı küçük ve bakımsızken , Denizli’de bulunan Çardak Havalimanının büyük ve bakımlı oluşu.

. Denizli caddeleri bu aralar kazı çalışmaları içerisinde. Esnaf çarşıları epey yoğun Kaleiçi denilen yerde konuşlanmış durumda çarşılar, Tuhafiye Caddesinin girişinde kuyumcular yoğunlukta. İlerledikçe ayakkabıcılar ve gelinlikçiler revaçta. Çiçek Pasajı denilen yerde Yüncüler ağır basmış. Hemen ilerideki Esnaf Çay Ocağının çayları mükemmel. Diğer yerlerin çayları ağız tadına uygun değil.

. Bayramyeri denilen yerde bulunan Kasaplar Çarşısındaki kahvaltılıklar ve et çeşitleri muhteşemdi.

. İncirlipınar Mevkiinde gerçekten görülmeye değer Vali Recep Yazıcıoğlu Parkında Osmanlı padişahlarının büstleri arasında yürüyüş yapılabilir, suni gölette deniz havası yaratılabilir, çay bahçesinde çay kahve keyfi yapılabilir. Parkın karşısında bulunan Cezayir Ustanın yatık döneri meşhur.

Yöresel yemek olarak Tandır Kebabı başarılı. Sarayköy Caddesinde bu tür kebapçılar yoğunlukda. BAKİ adlı aile lokantasında yediğimiz Tandır Kebabı muhteşemdi. Ortaya sunulan tepside pide üzerine serilmiş kuzu tandırı pideye sarıp yiyorsunuz. Yanında soğan ve domates müthiş gidiyor. Yemek verilince bir süre bekledik çatal bıçak gelecek diye ama buraların adetinde bu yemek yağlı olarak elle yeniliyormuş. Tabii ki ‘’Olmaz,‘’ dedim. Garson çocuk gülerek masamıza çatalları bıraktı Diğer bir lokantada biraz daha lüks olan Muhtar Kebap Salonu idi. Denizli’ye ait diğer yemekler Çaput Aşı (Pilav), Halil İbrahim Sofrası Kebabı, Kuru Börülce Çorbası, Patlıcan Centre, Pamukkale Tatlısı sayılabilir.

. Anadolu’nun orta noktasında kış mevsimine göre ılık bir hava yaşadığımız Denizli’de gecelerin İstanbul ile alakası yok. Saat 23.00’dan sonra hayat tam anlamıyla duruyor. Ben ki Cumartesi gecesini TV izleyerek geçirerek dinlence yaptım, diyebilirim.

. Denizli’de dikkatimi çeken bir başka husus da düğünlere çiçek göndermek yerine acizler yetimler derneğine bağışta bulunarak çerçevelenmiş çiçek resmini yollayabiliyorsunuz.

O meşhur Denizli horozunu şehrin belli bölgelerinde görebiliyorsunuz.

Türkiye’nin gözde turistik yeri Pamukkale havalimanından merkeze gitmeden evvel gidebileceğiniz bir belde. Şimdilerde mevsimi olmasada epey ziyaretçisi var. İrili ufaklı ama daha çok ailelerin işlettiği pansiyonlar çoğunlukta. Hediyelik eşyacılarda güzel havalarda yol kenarına sıralanmış. Travertenlerde mevsimi olmadığından bakımsız. Pamukkale’ye 5 km uzaklıkta Karahayıt olarak bilinen yerleşim yeri sıca suları bakımından daha zengin konaklama ve masaj olayı burada daha yoğun.

İstanbul yine soğuk sıkıntılı ve keyifsizdi bu hafta.

Yepyeni bir oyun başladı Şehir Tiyatroları’nda. Mihai Maniutu’nun yönettiği oyunu Tarık Günersel çevirmiş Dünya tiyatrosunun dev eserlerinden Euripides’in eseri olan BAKHALAR şimdilerde sahnelerde. Haliyle bizde gidiyoruz yenilenen Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’ne. Geçen yıl yıkılırken epey üzüldüğümüz salon yerine güzel bir sahne yapılmış ama salonun fuayesi çok küçük, oturma grupları zayıf. Sahne rahat seyrediliyor kırmızı koltuklar süper. Gelelim BAKHALAR’a Şehir Tiyatrolarının başarılı isimleri Şebnem Köstem, Jülide Kural ve Çağlar Yiğitoğulları başrollerde. Dokuz kadının sahnede devleştiği BAKHALAR  tek perdelik, heyecan dorukta olan oyunda Vava Ştefanescu’nun koreografı o kadar başarılı ki oyunu gözünü kapatmadan izliyorsunuz. Yerlerde sürünen rahibeleri çığlık çığlığa takip edebilmek güzel. Sezon içerisinde epey söz ettirecek oyun da Çağlar Yiğitoğulları’nın da başarısı mükemmel. Kırmızı uzun eteği zayıf kaslı vücuduyla sahnede devleşiyor. Her zamanki gibi oyunun konusuna girmek istemiyorum. Oyun 14 Şubat a kadar Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde Mart ayı için www.ibb.gov.tr/sehirtiyatrolari na Şubat 22’den itibaren bakabilirsiniz. Kaçırmayın, derim.

Haftanın, ilk gecesi ‘ROMANTİK KOMEDİ‘ filminin galası için İstinye Park’taydım. Günlerdir sinema salonlarında fragmanını keyifle izlediğim film başlayacaktı. Ketche’nin çektiği filmde Türk sinemasının genç kuşak oyuncuları rol alıyor. Sedef Avcı, Cemal Hünal, Burcu Kara, Engin Altan Düzyatan ve Sinem Kobal gibi popüler isimler oynuyorlar. Gürgen Öz’ü de unutmamak lazım. Üç yakın kız arkadaşın erkekler ile oluşan ilişkileri gülmece tadında. Çoğu sahnede gerçekleri düşünürken gülmeden duramıyorsunuz. Hollywood ‘u andıran bir görüntüsü olsa da ‘ROMANTİK KOMEDİ‘ gerçekten başarılı bir film. Oyuncu kadrosu ve görüntüleri ile izleyicileri büyüleyecek tarzda. Günlük yaşamdan sıyrılıp keyif alacağınız bir film. ‘ROMANTİK KOMEDİ‘de platolarda popüler, Çubuklu Hayal Kahvesi (düğün sahnesi) Framee, Fancy, Aljmalal, Longtable, Akatlar Hayal Kahvesi bunlardan bazıları. Sex and City tadında bir film istiyorsanız ‘ROMANTİK KOMEDİ‘ tam size göre. Kaçırmayın. www.romantikkomedi.com

Deniz Seki’yi sonunda izleyebildim. O malum günlerden sonra ne zaman sahneye dönecek diye beklerken Aralık başında Bostancı Gösteri Merkezindeki konsere hasta olduğum için katılamamıştım ve nihayet hafta ortası Longtable’da sahneye çıkacağını duyunca tamamdır, dedim. Birde gece için telefonuma şifre gelince adeta ışınlandım Longtable‘a. Her zaman geldiğimiz yer bu sefer bambaşka olmuşdu. Kırmızı halının yerine mavi halı konulmuş. Ağır bir misafir kitlesi arz-ı endam ediyordu mekanda. Saat 22.50’de Deniz Seki masmavi kostümüyle sahneye çıkınca bir anda sessizlik hakim oldu, diyebilirim. O özlediğimiz şarkıları tane tane yorumlamasıyla bizleri mest etti. 10 Şubat’ta Deniz Seki yeniden Longtable’da  bu sefer şifresiz ama illaki rezervasyon şart. Bu arada o gece adeta ünlü akını vardı Deniz Seki gecesine Armağan Çağlayan, Petek Dinçöz ve eşi, Süreyya Yalçın, Esin Moralıoğlu, Ayşe Özyılmazel, Pınar Altuğ ve eşi, Hande Ataizi, Seren Serengil, Oktay Kaynarca, Güneri Civaoğlu sadece yakından gördüklerimdi.

Meg Ryan geldi gitti ortamı beğenmedi ama. Cumartesi günü İstanbul Fashion Week 2010 kapsamındaki iki etkinlikte bulundum. Sistem açısından ilk güne karşın epey kontrollu geldi bana ortam. Mesela ben geldim girebilir miyim, diyemiyorsunuz. Size gelen davetiye ile standtan adınızın yazıldığı kolyeyi boynunuza taktıktan sonra güvenlikten geçiyorsunuz. Defile saatinden yarım saat evvel tekrar sıraya girip kontrolu açtıktan sonra defile alanına giriyorsunuz. Gün boyunca dikkatimi çeken unsurlardan biri de mankenlerde ziyade etkinliklere gelen bayanların şıklığı idi. Günün şık bayanı kanımca  oyuncu Nebahat Çehre olurken , en rüküşü ne yaptığını bilmediğim ama basında epey adı geçen Deniz Merdandı.  BNG defilesinde  Ece Sukan, Mehtap Elaidi defilesinde ise Selma Ergeç dikkat çeken mankenlerdi. Defile ortamında çalınan parçalar muhteşemdi. Kendimi bir anda bir gece evvelki partide hissettim, diyebilirim.

Başarılı geçtiğine inandığım İstanbul Fashion Week 2010’nun gelecek yıl farklı olacağı kanısındayım. www.ifw2010.com Bu arada fuar alanında gezerken dikkatimi çeken iki stand Cem Lokmanhekim’in takı tasarımı ile Simay Küçük’ün kreasyonları oldu.

ÇEMBERİME TAKILANLAR

1 – Cine 5’te Perşembe akşamları Cengiz Semercioğlu’nun sunduğu FULL EKRAN.

2 – Saray Lokantaları’nın mis gibi tavuklu çorbası.

3 – İstanbul’dan biraz uzaklaşınca gazete bayiilerinin Hürriyet Grubu ve Sabah Grubu diye ikiye ayrılıyor olmaları. Bu nedenle iki grubun gazetesi aynı yerde satılmayınca sabah sabah bilmediğin yerde gazete  aramak kabus oluyor.

4 – 1. Altın Kestane Ödülleri kapsamında yılın en fena ( film dalında ) ödülleri belli oldu.  www.arkapencere.com

5 – 14 Şubat Sevgililer Gününe yaklaştığımız şu günlerde eşinize sevdiğinize hatta diğer günlerde annenize bile en güzel hediye www.sadecetektas.com da.

6 – Cumartesi gecesi Disko Kralında seyrettiğim Bayan Popo lakaplı Sevtap Parman’ın yeniden gündeme gelebilmek için yaptığı çirkin duruş ve hareketler.

7 – 24 Şubat’ta Balans Jolly Joker’de Soner Sarıkabadayı’nın sahne alacak olması.

8 – Alibeyköy Silahtar’da aile işletmesi olan Birlik Sofrası. Kazım Karabekir Cad. No.1’de bulunan dükkanın mis gibi çorbası ve lahmacunları nefis.

9 – Beymen Blender’in düzenlediği parti. DJ Kiwi muhteşem çaldı.

10 – Sibel Mirkelam’ın yeni şarkısı OTOMOBİL.

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR..

  • Caner Ural | 08 Şubat 2010
+ yazılar