Şuursuz Aşk’ta şuursuz bir senaryo var

27 Aralık günü vizyona giren bu filmi gala gecesinde izledim. 7. Koğuştaki Mucize ile aynı yıllarda geçen ve başkahramanlarının benzerlikleri açısından ne yazık ki geride kalan bir film olma olasılığı yüksek. Hele ki diğer filmin gişe başarısı düşünülecek olursa bu filmin çok daha iyi olması gerekiyor öne geçmesi için.

Bence iyi bir konu yakalanabilecekken ne yazık ki senarist, senaryonun içinde kaybolmuş. 80’li yıllarda doğuştan engelli bir gencin başına gelen talihsiz olaylar anlatılıyor. Aşk filmi olarak lanse edilmesine rağmen öyle bir beklentiyle gitmenizi tavsiye etmiyorum.

Tuncer Salman’ın canlandırdığı Dündar dayı karakteri kesinlikle inanamadığım bir biçimde harcanmış

80’li yıllarda yaşanan işkencelere yer verilen filmde bu sahnelerin gereksiz bir biçimde uzatıldığını düşünüyorum. Başına gelen talihsiz olayın ardından Yusuf ruh ve sinir hastalıkları hastanesine yatırılır. Orada Yusuf’un annesi ve hekimi arasında bir konuşma geçer.

Hekim Sezen: Oğluna bunu yapanları şikâyet edebiliriz.

Refiye Anne: Devlete şikâyet edeceğiz ama oğluma bunu yapanlar yine devlet.

İşte bu eleştirinin altını doldurabilecek hikâye ne yazık ki fena halde harcanmış. Dündar dayı ile yine Hekim Sezen’in bir sahnesinde anlıyoruz ki Dündar dayı, üç kişiyi öldürdüğü için hapse girmiş ve para yedirerek rapor alıp kendini hastaneye kapattırmış. Flashback sahnesinde görüyoruz ki Dündar dayı, bir kıza tecavüz eden üç kişiyi öldürmüş. Filmin devamıyla ilgili bilgiyi şu anda veremeyeceğim için bundan sonrasını ancak izlediğinizde anlayabilirsiniz. Dündar dayı, filmde gerçekleşen içimizi ezen olayın bir anda kahramanı oluyor ve akabinde kayboluyor. Akıbetini bilemiyoruz.

İsmail Hacıoğlu (Yusuf) tabii ki rolünün hakkını fazlasıyla vermiş. Ruhi Sarı ve Volga Sorgu da rollerini başarıyla canlandırmışlar.

Tabii ki Türk sineması adına hep iyi filmler yapılmasını istiyorum ama bu filmin gişede çok iyi bir hasılat getireceğini düşünmüyorum. Senaristlerin hikâyelerini çok iyi işlemeleri gerekiyor. Her şey hikâye ile başlıyor çünkü.

  • Hande Yöremen 27 Aralık 2019