Sevgili kitap dostlarım bugün size Jules Verne’nin 1854’te yayımlanan fantastik bir öykü kitabı olan ZACHARIUS USTA eserinin yorumu ile geldim.

Kitabın belki de özeti olacak Tolstoy’un şu sözü ile başlamak istiyorum yorumuma; “Kibir ve inat, bir kişinin kendisini önce mükemmel görmesini sağlar, sonra sonunu getirir.”

Zacharius Usta, İsviçre’nin Cenevre şehrinde saat üreticiliği yapan şehrin gururu bir saat ustasıdır. Ünü tüm Avrupa’ya yayılmış ve icat ettiği ‘saat maşası’ (zamanı ölçen mekanizmaların kalbi♥️) ile ününe ün katmıştır ama bu onu kibrin doruklarına çıkararak, adeta Tanrı ile kendisini kıyaslayacak bir duruma getirir. Sonsuzluğu yaratan Tanrı karşısında kendisini de zamanı yaratan olarak görür ama bir zaman sonra yaptığı saatler hiçbir sebep yokken bozulmaya başlar ve müşterilerinden bunları tekrar satın alır ama sebebini bir türlü bulamaz.

Ne yaparsa yapsın saatleri bir türlü çalıştıramaz. Aslında kibrin getirdiği bir son beklemektedir Zacharius Usta ‘yı.

Bilimi, manevi değerlerin üstünde tutan bir adamın, ürettiği saatler onu zamanla kibrin uçurumuna sürükler.. Vücudunun bir parçası gibi gördüğü saatler bozulduğunda onun da kalbi ağrır ve acı çeker. Kendini Tanrı ile kıyaslayan Zacharius Usta yavaş yavaş o hazin sona doğru yaklaşır.

Akıcı bir dil ile yazılmış olan bu kitap uzun okumalar sonrası çerezlik dediğimiz kitaplardan. Alın okuyun, tavsiyemdir.

“Zacharius Usta gururla dolup taşıyordu. Gözleri olağanüstü bir ateşle parlıyor ve damarlarında kan namına kibir akıyordu.”

“Bu icat ihtiyar saatçinin başını döndürmüştü. Kibir, termometredeki cıva gibi yüreğinde yükselip kabarmış, cinnet hallerinin sıcaklık seviyesine ulaşmıştı.”

“Bilgi ağacının meyvelerini yemek gerekir.”

“Tanrı’nın dengi olmaya kalkışan ,sonsuza kadar lanetlenecektir.”

  • Sema Yaraş Kastamonu | 16 Ekim 2023

https://www.instagram.com/sem_bibliosmia/