Ben bu dünyada en çok seni sevdim. O kız hâlâ seviyor seni. Sadece artık ben, o değilim. Sana kavuşmaktan ziyade ben’i bulmaktır nihayet.

Kendi olmaktan o kadar çok kaçan insan var ki.. Buna çok dikkat etmiyorum ben çünkü ben kendim gibiyim ve herkes de kendisidir, diye düşünüyorum.

— Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar, evet, bu doğrudur. Benim arzu edip de yapamayacağım bir şey yoktur çünkü ben zorâki ve insafsızca hareket etmesini bilmem. Bence diktatörlük, diğerlerini râm edendir. Ben kalpleri kırarak değil, kazanarak hükmetmek isterim.  Mustafa Kemal Atatürk

Haziran ayını çok severim. Hatta bir zamanlar kızım olursa adını Haziran, koymak istiyordum. Her ne kadar Sonbahar çocuğu olsam da ilkbahardan yaza geçişi severim ben.

İçimizdeki paraşütü açıyor muyuz? Bütün olanları bir kenara bırakın. Evlere kapanmak elbette çok zor ama madem kapatılıyoruz öyleyse içimizde açılalım.

Ne kadar çok uzaklaştık nezaketten farkında mısınız? Kendin olma yolculuğunda özgürlük kavramını sanki özellikle yanlış bir şekilde öğretiyorlar. Saygısız, terbiyesiz, hadsiz ne çok insanla doldu ortalık. Sürekli olarak bencillikten şikayet ediliyor ama sanki bu sözcük tekrar edildikçe daha da bencilliğe itiliyor insanlar.

Nisan ayında sahiller yaza hazırlığını çoktan tamamlamış olurdu. O güzelim, uzun yaz tüm görkemiyle gelirdi. Oteller, barlar, koylar.. Her yere güneşin rengi, sıcağı değmeye başlardı.