Klasik otomobil meraklısı Taner Ergör ile otomobil konulu alfabe.
Aşk: deyince PONTİAC FİREBIRD, diyebiliriz. Eski bir model bir araba bu. Aşk denince birçok duyguyu beraberinde barındırıyor. PONTİAC FİREBIRD da buna benzer birçok duyguyu uyandırabilecek nitelikte bir araba. Özellikle kırmızı 1965 model PONTİAC FİREBIRD aşk duygusunu uyandırabilecek nitelikte bir otomobil olarak tekabül edebilir. Yine o dönemlerde yapılan bir araştırmaya göre PONTİAC FİREBIRD kullanıcılarının duygusal bağlarının çok güçlü olduğu yönünde bazı var sayımlar söz konusuymuş.
Basın: Tabii büyük, kamyon tipindeki arabalar mesela Chrysler’in büyük araçlarını veya pikap niteliğindeki arabaları özellikle söyleyebiliriz.
Cumhuriyet: deyince aklıma ilk olarak Türk yapımı olan DEVRİM, geliyor. Sadece bir tane üretildi. O da zaten deneme sürüşü sırasında bozulduğu için üretimine devam edilmedi. Cumhuriyet denince aklıma gelen otomobil tek o.
Çocuk: Çocuk deyince de aklıma arabanın çizgisi, aero dinamik yapısı dolayısıyla MAZDA’nın 1996’da çıkarmış olduğu modeli MAZDA MİATA geliyor. Küçük, iki kişilik bir otomobil olduğu için.
Dans: Honda S 2000.Dans deyince ilk önce akla kıvraklık, hareket ve performans geldiği için Honda S 2000 bana bunu çok çağrıştıran bir otomobil. Bir dönem de almayı düşündüğüm bir otomobildi aynı zamanda. Kullanımı, performans özellikleri ve görüntüsü ile kesinlikle sadece bana değil birçok insana dans terimini hatırlatacak nitelikte bir otomobil olduğunu düşünüyorum.
Efsane: deyince aklıma direktIMPALA SS geliyor. Yine 57 model olan bu araba oldukça eski döneme ait ve hala efsane niteliğini koruyan bir araba oldukça büyük bir çizgisi olan bir otomobil.
Fark: O zaman çok farklı, değişik, herkesin bilmediği bir otomobil olması lazım. STİNGRAY olabilir mesela. Galiba yanlış hatırlamıyorsam toplam 300 adet üretilmiş dünya üzerinde. Onu diğer otomobillerden ayıran en büyük farkı da dünyada az sayıda ve sahiplerinin çok özel kişiler olması. Dolayısıyla fark deyince aklıma ilk gelen otomobil STİNGRAY.
Gelenek: Gelenek deyince aklıma nedense hep ANADOL gelir. Böyle bazı şeylere takıntıları, bazı değişmez huyları olan insanların süregelen arabası olarak nitelendirdiğim bir otomobil ANADOL. Bunu söyleyince aklıma beyaz bir ANADOL geldi.
Hayat: Yaşanılır otomobiller içine giriyor hayat denildiği zaman. Dolayısıyla böyle bir şey söz konusu olduğunda MERCEDES’İ direkt olarak hayat teriminin üzerine rahatlıkla oturtabiliriz. Daha çok eski modellerine merakım var. ‘81 senesine kadarki modellerini söyleyebiliriz. Özellikle SL 500, diyebilirim.
Izdırap: Yolda bırakıp insanlara çok eziyet çektiren araba modelleri de var bu arada tabii ki. Izdırap deyince aklıma bu külfetli arabalar geliyor. 71 model FORD’UM vardı benim. Genellikle yolda bırakırdı beni bir yerden bir yere götürmekten ziyade. O yüzden ızdırap deyince aklıma hemen 71 model FORD 20 M, geldi.
İhtiras: Bende direkt kırmızı rengi çağrıştırıyor ve kırmızı renkli BMW’nin yine 80’li yıllarında çıkardığı 2002 modeli vardır. Herkes bilmez ama o aracı. İhtiras duygusunu uyandıracak nitelikte özelikle kırmızı rengi. Çağrışımı baya güçlü bir şekilde hissettirecek bir otomobil.
Jest: deyince akla gelen ilk otomobil tabii ki herkesin de yakından tanıdığı, biraz sorunlu olmasıyla birlikte çizgisiyle dünya çapında ün yapmış ALFA ROMEO QUADROFOGLİO.
Karakter: Karakteristik özellikleri bakımından tabiî ki BENTLEY olarak söze girmek istiyorum. BENTLEY yine dünyada az sayıda üretilmiş ve prenslerin, kralların kullandığı bir arabadır. Türkiye’de de Cem Yılmaz’ın kullandığı bir otomobil olmakla birlikte özellikle bu terime çok uyuyor.
Lezzet: Sürüşünden keyif alınan bir arabayı o zaman lezzet başlığı adı altında inceleyebiliriz. Evet, sürüş keyfi olan bir araba deyince de akla ilk olarak tabiî ki ne gelir! Arka çekişli bir araba özelliğiyle ün yapmış MUSTANG; evet, kırmızı bir MUSTANG. Kırmızı takıntım var.
Mutluluk: deyince tabii ki mutluluk dört kapılı bir otomobil olacak çünkü aileyi barındıracak içinde. Tek kişi olmayacak, dört kapılı bir otomobil söz konusu bu konumda. Akla ilk gelen arabamız da 77 PLYMOUTH, diyebiliriz.
Nefret: Siyah bir LAMBORGHİNİ DİABLO. Kin, nefret, korku, intikam duygularını uyandıracak nitelikte hırçın görünümlü bir otomobildir.
Oyun: deyince aklıma ilk BEATLE WW kaplumbağa geldi. 74 model sarı renkli BEATLE. Oyuncak görünümünde bir otomobil zaten. Sevimli, şeker gibi.
Özlem: Yeşil bir MASERATİ’Yİ özleme koyabiliriz pek açıklamasını yapamayacağım ama aklıma ilk gelen oydu.
Para: Güç, para, asillik simgesi olarak Jaguar’ı koyabiliriz. Evet, siyah bir Jaguar.
Rutin: Bence çok fazla sayıda üretilen ve fazla özelliği olmayan, sıradan bir otomobili bu başlığın altına koyabiliriz. Beyaz bir şahin ya da doğan SLX rutine o kadar çok iyi uyar ki..
Sinema: Görsel özellikleri ön planda olan bir otomobil olması gerekiyor sinema olması gerekiyor. Dolayısıyla sarı ya da kırmızı bir FERRARİ bunu tam karşılıyordur kesinlikle.
Şans: FORD’UN yine çok sayıda olmayan özel bir modeli, GT40 vardır. O da yine 70-80’li yıllarda vardı. Dünyanın en hızlı arabası diye geçer. Beyaz bir FORD GT 40, diyelim.
Tutku: Direkt ROYCE ROLLS’u koyalım tutkuya. El yapımı yani bütün parçaları elde üretilen İngiliz yapımı bir otomobil olmakla birlikte yine dünyanın en pahalı araçlarından biridir ve sahipleri ona tutku ile bağlıdır. ROYCE ROLLS ile sahipleri arasında farklı bir bağı vardır.
Uyum: Uyum, ahenk açısından HONDA ACCORD, diyelim; siyah bir HONDA ACCORD. Benim isteklerime cevap vermesi açısından bu otomobil. Sürüş performansı, görüntüsü, çizgisi olsun bence tam bir ahenk ve bütünlük içerisinde bu otomobil.
Ütopya: Onun karşılığı olan araba da tabii ulaşımı çok kolay olan bir araba olmaması lazım. Bence CORVETTE, diyebiliriz.
Vefa: Uzun süre kullandığım bir otomobil olması dolayısıyla RENAULT FLASH’ı, vefa başlığı altına rahatlıkla koyabilirim.
Yasak: ASTON MARTİN, diyelim. İnanılmaz güçlü, el yapımı ve yine sınırlı sayıda üretilmiş bir otomobildir.
Zarafet: Yine ROLLS ROYCE’İ koyarım. İkinci kez kullanırım o otomobili kesinlikle. Görüntüsü, yine tamamının el yapımı olması, İngiltere’de üretilmesi, yüksek bir zümreye hitap etmesi, sahipleri ile otomobil arasında farklı bir bağ olması sebebiyle ROLLS ROYCE, derim.