
Son günlerde insanlarda fenomen haline gelen Issız Adam filmine ben de gittim, yaşanmışlıkları doğrultusunda insanı derinden vuran bir film; zira film çıkışında ağlayanlar, gözleri nemli erkekler, birbirinden uzak duran çiftler ya da diğer tarafı niye ağlıyorsun diye sorgulayan erkekler.
Şimdi merak ediyorum o erkeklerden birine dönüp “Şimdi sana seninle yaşamadığım bir aşkın anılarına ağlıyorum,” diyen bir kadın çıkmış mıdır?
Başka bir yorum ise “O kadar etkilemedi, ben hep platonik aşklar yaşadım,”dı. Demek ki film, yaşayan kişilerden oluşan çoğunluğa yapılmıştı. İlginçtir, feminen geldi bana film. Sonra hayatımda pardon eskiden hayatımda olan Issız Adam geldi aklıma; ne tuhaf bağlanma korkusu, düzenli ilişki yaşayamama takıntısı, çok seven tarafa karşı duygusuzluk davranış şekilleri mesela. Oysa en başta bir elmanın iki yarısı olduğunuzu düşünüyorsunuz evet, onca kurbağadan sonra gerçek prensimi buldum, diyorsunuz; umarsızca düşünmeden aşkı aşk gibi yaşıyorsunuz, hayatınızdaki adama da yaşattırıyorsunuz ama bünyesinde barındırdığı komplekslerden midir bilinmez birdenbire her şey çok güzelken yok olmayı seçiyor hayatınızdan..
Aklınızda sorular, elinizde kırık hayaller ve yaşanmışlıklarla baş başa kalıyorsunuz. Öfkeniz, hırsınız alevleniyor bir süre sonra ama acıyor karşı tarafın anlamaktan yoksun olduğu hatta yarısını yaşasa hayata lanet edeceği yoğunlukta bir acı ile baş başa kalıyorsunuz.
Yalnızlık, kaçınılmaz oluyor.
Dönüp duruyorsunuz anılarınızda, bunu severdi, bunu yapardı, böyle cevap verirdi diye.. Biraz zaman geçiyor siz onun sizde sevdiği her şeyi kendi bünyenizden çıkarma savaşı veriyorsunuz. Olmuyor beni benden nasıl çıkarayım diye söylenirken yakalıyorsunuz kendinizi.
Benden bir tüyo bitecek ama asla eskisi gibi olmayacaksınız. Yaşanmış her aşk kişiye iz bırakır ve iz bırakanlar unutulmaz.
Ne yazık kadınlar bu halden kurtuluyor çünkü genlerine işlemiş anaçlık, tek eşlilik onları yeniden âşık olmaya karar verecek kadar güçlü kılıyor, hayat onlar için başta zor olsa bile devam ediyor yavaş yavaş güzelleşerek ama sevgili Issız Adamcıklar hayata aynı felsefe ile devam ederken yalnızlıklarını ve Issızlıklarını büyütmeye devam ediyorlar ya paravan bir evlilik ya da yalnız başlarına bar, bahçe köşelerinde pörsüyerek ama hayat bu, seçimlerinizin sorumluluğunu taşımak zorundasınız.
- Tuana Eray Baran | 26 Aralık 2008