Gözlerimi açtığımda karşımda uçsuz bucaksız bir deniz, geniş çerçeveden bakışımda inşaat işçileri ve vızır vızır geçen araçlar görüyordum ve hemen ileride Palmiye Adası ve akabinde o meşhur Atlantis Hotel gözüküyordu. Rüya imiş gibi geldi bana.
Hayatımda ilk defa bir pazar sabahı bu kadar hengame bir arada ve DUBAI’de Irıs Blue Rezidansının 25 katındaydım. (DUBAI’de hafta başı pazar günü olduğu için) Ay başında bir haftalık tatil için gittiğimiz DUBAI’de misafirperver arkadaşlarımın rehberliğinde şehrin altını üstüne getirdik, diyebilirim. Sağ olsunlar.
Birleşik Arap Emirliklerinin ticaret başkenti olarak kurulan DUBAI sanki Newyork’u andıran görüntüsü, aşırı gökdelenleri ve paha biçilmez araçları ile ilk etapta dikkatimi çekmeyi bildi. Resmi dili Arapça olsa da İngilizce’nin yaygın olarak kullandığı şehirde İslam resmi din olarak kabul ediliyor. Türkiye saati ile 2 saat önde yaşam akıyor. Para birimi olarak Dirhem kullanıyor. Yani 10 Dirhem’i 4₺ olarak düşünebilirsiniz. Gece ve gündüz taksiler en rahat ve ucuz ulaşım aracı olarak kullanılıyor. Araçların tavanları bölgeye göre değişiyor. Gövde bölgesi sarı krem renginde ben rastlamadım ama kadın taksicilerin kullandığı araçların tavanları pembe renkmiş. DUBAI’de araç kiralamak da avantajlı normal ehliyet kullanılıyor fakat şehirde yaşıyorsanız ehliyet sınavına girmeniz mecburi. Şaka gibi ama Türk Ehliyeti olanlar sınava girmiyor sadece kartları değişiyor. İçkili araç kullanmak kesinlikle yasak, yakalanıldığı takdirde direkt olarak sınır dışı ediliyorsunuz. Birbirinden güzel devasa tabir edebileceğim alışveriş merkezleri var. Akşam saat 22.00 ‘ye kadar açıklar cuma ve cumartesi akşamları saat 24.00’da kapanıyorlar. Alışveriş merkezlerinin çoğu belki de hepsi 5 yıldızlı Hotel tarzında. Bunların içerisinde kanımca en değişik olanı DUBAI merkezinde bulunan Kempinski Hotel ile iç içe olan Carrefour’da bulunan SKI DUBAI çok farklı. Siz tişört ile dolaşırken camekan içerisinde karlı bir ortamda kar kıyafetleri ile dolaşan ve gerçek gibi gözüken yapay kar ile kayak yapanları görüyorsunuz. Ski Liftlerin fiyatı 50 Dirhem olarak belirlenmiş. Yapay kar ve yaratılan ormanın kenarında plazmada yansıtılan yapay şömine de ilginç. Tel. 971 4 409 40 00 www.malloftheemirates.com
Bu arada Carrefour içinde bulunan fast foodlarda yediğimiz Thai yemekleri çok leziz ve çeşitliydi. Fiyatlar da diğer mekanlara göre çok makul, diyebilirim. Yemek bölümünde çocuklarınızı 20 Dirhem vererek top havuzu bölümünde eğlendirebilirsiniz. DUBAI’nin her yerinde Şeyh Muhammed Bin Raşid El Mahdum ile babası ve kardeşinin dev posterleri asılı. Neyi anlatmak istiyor, bir türlü çözemedim.
Yaklaşık 1.400.000 kişinin yaşadığı şehirde nüfusun % 20’si kendi ülke vatandaşı, gerisi yabancı ülkelerden gelme Hintli ve Filipinli sayısı epey yüksek hemen hepsi de hizmet sektöründe çalışıyorlar. Yani garson, tezgahtar ve inşaat işcisi olarak.Bunun yanında Avrupa Ülkelerinden ve Amerikadan gelen epey bir kitle söz konusu diyebilirim. Benim bir hafta boyunca kaldığım DUBAI MARINA bölgesinde bu kitlenin yoğun olduğu yeni kurulan ama oldukça popüler bir bölge. Yol ağları çok güzel düzenlenmiş, her taraf tabelalarla ile kaplı. Metro sistemini havadan düzenlemişler. Ülkede vergi sisteminin olmamasına rağmen hayat çok da ucuz değil. 15 Ocak-15 Şubat arası düzenlenen DUBAI Alışveriş Festivali’ni göremedim ama çok cazipmiş. Bu arada garsonlar ve tezgahtarlar daha evvelde bahsettiğim gibi Hintli ve Filipinliler’den oluşuyor. Oldukça kibar ve çalışkanlar, sanki gözlerinin içleri gülüyor. Tatil için gidildiğinde su sporları yapmak istiyorsanız. www.watersportsdubai.com ‘u tıklayın.
Yüksek yüksek binaların arasında mis gibi denize girebilmek oldukça değişik ve keyifliydi. Plajda sağdan sola kumsalda ayaklarımızı şapırdatarak volta atarken yanımızdan geçen kadınlar ve erkeklerin hangi derginin kapağındaydılar sorusunu kaç kere sorduk bir birimize. DUBAI MARINA’da bayağı bir inşaat oluşundan her taraf toz içerisinde genelde araçlar tozlu. Yolda dolaşırken reklam panoları ve heryerin tozunu alan işçileri görebiliyorsunuz. Dolaştığımız mekanlarda özellikle merak ettiğim girdiğim WC’lerde dikkatimi çeken tek şey çok temiz oluşu ve modernliğiydi. Kaldığımız rezidanstan her baktığımda muhteşem dediğim Palmiye Adasını arabayla turladık yapay bir adanın bu kadar güzel oluşu adadan öte yerleşim merkezi gibi binalar ve villaların düzgün oluşu yanında hemen uçta bulunan Atlantis Hotel’in kapısında fotoğraf çektirdik. www.atlanstisthepalm.com Nasıl gidildiğini yola çıkınca öğrendim. Bilseydim gitmezdim ama korkulacak gibi değilmiş. Denizin altından arabayla karaya çıkıyorsunuz. Hani nicedir yapılmaya çalışılan Üsküdar daki çalışma gibi. Şimdilerde yeni bir otel daha yapılıyor buraya. Dünya Haritası şeklinde olacak, ne kadar ilginç değil mi?
DUBAI’ye gitmek için en cazip yol bizim yaptığımız gibi Emirates Havayolları ile ulaşım, diyebilirim. Bu yolu tercih ederseniz vize olayını da onlar ayarlıyorlar Şişli Plazadaki binalarına evrakları ve 125₺ vize ücretini veriyorsunuz iki gün içersinde e-mailinize bilgiler düşüyor. Yani havayolu şirketi size kefil oluyor. Şayet kalacak yer sorunuz var ise otel rezervasyonu dahi yapıyorlar. Otel harici bir yerde kalacaksanız pasaport polisine benim dediğim gibi ”Arkadaşımın evinde kalacağım,” diyebilirsiniz. Yolculuk İstanbul -Dubai arası 3.5 saat, Dubai- İstanbul arası 4.5 saat olarak sürüyor ama hiçbir şey anlamıyorsunuz. Hostes ve hostların kibarlığı ve iş bilirliği ile keyifli bir yolculuk yapma imkanınız söz konusu. Bu arada ödüllü menüleri ile lüks restoranları aratmayacak spesiyalleri ile müthiş tatları tadabiliyorsunuz. www.emirates.com.tr 0212 315 45 45
Taa oralara kadar gidilip de çöl rüzgârını solumadan gelinmez herhalde. Merkezden 50 km içeride araçla yaklaşık 45 dakikalık mesafede bir anda çöl ortasındaydık. Hani yıllar evvel Orhan Gencebay ve Gülşen Bubikoğlu’nun oynadıkları Leyla ile Mecnun’daki (Kilyos’ta çekilmişti) doğal sahneler gibi bir anda kendimizi Çöl ortasında buluverdik. İnternetten öğrendiğimiz BAB AL SHAMS otelinin günübirlik bölümüne girdik. Bir anda nasıl bir yer burası diye dona kaldım, sıcacık hava içinde gerçekten gidilmesi gereken bir yer. Yediğimiz pizzalar ve lazanyalar enfesti. Çöl ortasında içtiğimiz çaylar mükemmeldi. BAB AL SHAMS otelinin fuayesini gezerken ne güzel bir yer sessiz ve uzak bir yer tam kafa dinleme yeri, dedim. Otel konaklamalı kalanların golf oynamaları, havuz sefaları görülmeye değerdi. Balayı çiftleri için muhteşem aklınızda olsun. Tel. 00971 4 832 6699 JBASinfo@jumeirah.com
Bir hafta boyunca insan sanat olayını yaşamadan kendini iyi hissedemeyeceği için Jumeirah Beach Road & Ibn Battuta Mall’ın hemen yanındaki alana kurulan CIRQUE DU SOLEIL’in sahneye koyduğu ‘ALEGRIA’ adlı akrobasi, komedi, dans ve müzik dörtgeninden oluşan muhteşem gösteriyi izledik. Dünyanın tüm ülkelerinde sahnelenen bu güzel gösteri için bizde de BKM’nin de Türkiye için teşviklerini, bekliyorum. www.cirquedusoleil.ae Yakın zamanda DUBAI’ye gidecekseniz 18-21 Mart tarihleri arasında MADINAT JUMERİAH’da ArtDubai olacak. www.artdubai.ae
DUBAI’nin tarihini merak ediyorsanız şehrin batısında Eski Şehir olarak tabir edilen Creek Bölgesindeki DUBAI Müzesini 3 Dirhem karşılığında gezebilirsiniz. Mumya gibi yapılmış insanları gemi yaparken veya eski çağlarda görebiliyorsunuz. www.dubaitourism.ae 3531862
Gelelim DUBAI mekanlarına ve gecelerine
DUBAI’de ilk gün kahvaltımızı denize nazır Bağdat Caddesi tarzında DUBAI MARINA Caddesinde bulunan PQ Le PainQuotden’de cadde kenarında yedik.Gelip geçenlere bakarken tanıdık biri çıkacak mı diye sağa sola bakarken Tavuklu Hellim peynirli sandviçimi keyifle yedim. Reçel olarak ortaya sunulan iki kavanozdaki nefis devasa reçelleri ağız tadıyla yedik. Çayın yanında Lattesi de mükemmeldi. Mekanın Levent Kanyon’da da şubesi olmasına rağmen kataloğunda yer almaması beni üzdü.
Akşam yemeği için Le Meridien Hotel’in (DUBAI MARİNA’ da) bahçesinde bulunan BARASTİ’de yediğimiz yemek nefisti, özellikle deniz ürünleri ve tavuk mükemmeldi. BARASTI sanki Kalamış Divan tarzı bir yer. Ayaküstü muhabbet yanında ekranda maç izlemek burada da keyifli. Ortamı tavsiye edebilirim. Aklınızda bulunsun DUBAI’de belli bir saatten sonra küçük çocuklar restoranlara alınmıyor. Rezervasyon yaptırırken şayet varsa çocuğunuz olduğunu belirtin. BARASTI’de çocuk kabul ediliyor.
Meksika Restaurantı olarak DUBAI MARINA Caddesinde bulunan EL CHICO da zenci güler yüzlü bayan garson Edrah’ın hazırladığı Guacamote süperdi. Ortaya güveçte sunulan yiyecek Avokado, limon, domates, kırmızı soğan, özel biber ve jalapeno baharatlarını çiğ olarak karışımından leziz bir salata olarak sunuluyor. Ana yemekleri de mükemmeldi. www.elchico.com
Hemen yakınında yakında açılacak KÖŞEBAŞI restoranda Türk yemeklerini özleyenler için ilaç gibi gelecek.
Şehrin çeşitli bölgelerinde Kapalı çarşı anlamına gelen souk denilen yerler var. Buralarda hediyelik eşyalar satılıyor. DUBAI’de deve simge olarak gösterildiği için çeşit çeşit develer var. Hatıra olarak dostlarınıza bunları seçebilirsiniz. Seramik develer heryerde 250 Dirhem fakat DUBAI Free Shop’ta 185 Dirhem aklınızda bulunsun. Souk tabir edilen yerlerin en güzeli MADINAT JUMEIRAH kanımca. Burada çeşit çeşit restoranlar var. Yapay olarak yapılan gölette ‘abra’ anlamına gelen tekne gezisini yapabilirsiniz. Bizim akşam yemeği için seçtiğimiz İtalyan Restaurantı TOSCANA gerçekten başarılı idi. Bir kere kadın garson Rashan’ın nezaketi ve sunumları kayda değerdi. Pizzalar, makarnalar yanında et spesiyalleri damak tadıma uygundu. Remy Tabel’in işlettiği TOSCANA’ya başka birgün happy hour saatinde deniz sonrası özel olarak geldik. Yediğimiz kalamar ve sosunu herhalde hiç unutmayacağım. Hele soğuk birayı yudumlarken Venedik misali teknelerin süzülmesi romantik bir olaydı, diyebilirim. TOSCANA Tel. 971 4 366 6 18 remy.tabel@jumeirah.com Aklınızda bulunsun DUBAI’de her yer Jumeirah olarak anılıyor. www.jumeirah.com Burja Al Arab Hotel’ine çok yakın olan Souk’ta ANAY adlı İran restoranını çok beğendik ama fiyatları pahalı geldi.
Yaz akşamlarını hatırladığım DUBAI Marine Beach Resort & Spa’da bulunan mekanların en güzeli diyebileceğim Sho Cho’da (Japon restoranı) günler evvelinden rezervasyon yaptırmak şart. Açık havada yenilen suşiler öyle leziz öyle keyifliydi ki anlatılmaz yaşanır cinsten Rus olduğunu zannettiğim Maria adlı kadın garsonun profesyonel servisi mükemmeldi. Burası diğer gittiğimiz yerlere oranla biraz daha pahalı olsa da değdi doğrusu. Pazar akşamları DUBAI’nın en piyasa mekanı olan Sho Cho’da yemek sonrası saat 23.00 itibariyle gece ateşleniyor. Deniz kenarında ışıl ışıl bir ortamda gece sevenler için mükemmel bir yer, diyebilirim. Çocuklar saat 23.00’a kadar kabul edilebiliyor. www.sho-cho.com 971 4 346 1111
Yemek sonrası gittiğimiz JUMEIRAH HOTEL’den shuttle binerek gidilen deniz ortasında yapay bir ada olarak inşa edilen 360 adlı mekanda siyahi korumaları geçtikten sonra gece saat 02.00’a kadar çılgınca dans edebiliyorsunuz. Burj Al Arab Hotel’inin de dibinde olan 360 Hotel’in rengarenk ışıkları ile bambaşka bir havaya bürünüyor. Hotel ile 360 arasında akıl sır edilmeyecek tekneler var. Hani şu zaman zaman e-malimize gelen devasa ve modern tekneler gibi..
Emirates Towers’in tepesinde asansörle 51. kata çıktığınızda 51 adlı mekanda şehre kuşbakışı bakıp roof ortamında içkinizi yudumlayabilirsiniz. Gecenin devamını taksiye binip hemen karşı bulvarda bulunan Cor Plaza’da bulunan ZİNC adlı gece klübünde tam anlamıyla disko şarkılarla tepinebiliyorsunuz. Kapıda devasa zenci korumanın göz kontrolünde geçip gişeye 50 Dirhemi verip eğlenceye akıyorsunuz. Unutmadan kadınlar ücretsiz. İçeride bilumum şarkılar çalıyor fakat kalite diğer mekanlara oranla daha düşük ama eğlenebiliyorsunuz. Mekan gece saat 03.00’da kapanıyor. Son 15 dakika ekranda dakika dakika sayaç gibi akıyor. ZİNC’te DJ yanında perküsyon şov da dikkate değer.
Diğer bir mekanda şaheser bir alışveriş merkezi olarak kabul ettiğim WAFİ (www.wafi.com) iş merkezinde bulunan ASHA Restoran tam anlamıyla dört dörtlük bir Hint restoranı. Asha adlı bir hanımın işlettiği mekanda birbirinden güzel yemekleri pek beğendim doğrusu. Hayatımda ilk defa tattığım Hint yemekleri bana epey güzel geldi. Ortaya sunulan paget edilen acılı ekmek enfesti. Rahman adlı garsonun hızlı servisi ve ayrıntılı bilgi vermesi işinin ehli olduğunun göstergesi idi. Menüde bulunan yemeklerde şayet mikrofon resmi var ise Asha’nın seçmiş olduğu spesiyaller olarak misafirlere takdim ediliyor. Kebab Sultanpuri, Tandari Chicken bazı spesiyaller. Asha’nın ablası Didi’nin önerisi Shai Murg da benim yediğim spesiyaldi. İçtiğimiz Malbec’in tadı mükemmeldi. www.ashasrestaurants.com Her ne kadar bize uzak bir yemek örnekleri olsa da midenizi rahatsız etmiyor. Tel. 971 4 324 4100
DUBAI MARINA’da arkadaşlarımın oturduğu Rezidansın hemen yanında bulunan GROSVENOR HOUSE Hotelin girişinde bulunan BUDDHA-BAR’a iki akşam takıldık. Bildiğimiz şarkılar değişik ve şık bir ortamda çalarken siz yemek bölümündeki Buddha heykeline ve salonun ihtişamına kapılıyorsunuz. Burada ve çoğu mekanda tuvaletler inanılmaz derecede temiz ve modern. Ellerinizi yıkadıktan sonra içeride bekleyen görevliler kâğıt havlu veya normal havluyu size ikram edercesine veriyor. BUDDHA-BAR DUBAI’de çok farklı, değişik bir mekan. www.grosvenorhouse-dubai.com Tel. 971 4 317 6844
DUBAI’nin en popüler alışveriş merkezlerinden biri de THE DUBAI MOLL daha yeni yeni kurulmuş olmasına rağmen birbirinden A1 markalar burada faaliyet gösterecek yakında. Armani Cafe, Zara, Camper, Valentino, Kenzo, Diesel, Harley Davidson, Dolce& Gabbana, Ralph Lauren, Versace, Hugo Boos, Vapiano, şu anda açılmış olanların bazıları. Bizim İstinye Park dan kat kat büyük olan THE DUBAI MOLL da epey büyük olan Japon Kitabevi Kinokuniya’yı gezmenizi şiddetle tavsiye ederim. Alışveriş merkezinin bir diğer özelliği de içinde 33.000 deniz hayvanın barındığı kocaman bir Akvaryum bulunuyor. Her çeşit balığı burada görebiliyorsunuz. Mesela camekan havuzun içinde kocaman köpekbalıklarının yüzüyor olması epey dikkat çekici. Sadece balinayı göremedim; yengeçler, fok balıkları ve penguenlerle dolu bu akvaryumu 50 Dirhem vererek gezebilirsiniz. THE DUBAI MOLL’un hemen bitişiğinde bulunan dünyanın en yüksek binalarından olan 810 metrelik BURJ DUBAI için söylenecek bir şey bulamıyorum. Hemen yanında bulunan Souk içerisinde kahvelerinizi yudumladığımız İtalyan Restaurantı URBANO’da içtiğimiz kahvelerin tadını unutmak imkansız gibi. www.urbano.ae
Neler unuttum, neler yazamadım bilemiyorum ama bir haftalık DUBAİ tatilimde arkadaşlarımın misafirperverliği sayesinde muhteşem bir tatil geçirdim, diyebilirim. Darısı sizin başınıza..
HEPİNİZE İYİ HAFTALAR..
- Caner Ural | 16 Mart 2009