Yağmur yağıyor bu ara, herkesin fark ettiği gibi..
Temizlemeye çalışıyor belki ilahi bir güç bizi, öyle ya oldum olası şemsiye kullanmaktan haz etmeyen ben pek şikayetçi değilim, kaçmıyorum damlalardan ama gülüyorum bazıları asit yağar misali kaçışıyor. Ben sakin sakin yürüyorum, damlalar süzülüyor yüzümden (bu halimi annem deliliğime veriyor).

Bakıyorum da çok kirlenmişiz.. Hadi kendimizi, günahlarımızı bıraktım kenara minicik bedenlere tecavüz edenler, gencecik kızların kafasını kesen, para için insanları yakan, anne – baba – evlat cinayetleri artık o kadar alışılageldi ki.. Çok normal gibi anlatıyoruz birbirimize. Korkuyorum belki diyorum ya bu yağmurların sebebi onlardır, ya ağlayan melekler vardır bir yerde bu halimize..

Aşklar ve acılar ne geçici olmuş, bir bedenden başka bir beden arasına sadece sevişme zamanı girmeye başlamış ne tuhaf.. Sadece bir kerelik aşık olup sözde asla aşık olmamayı destur edinmiş erkek ve kadınların birbirlerinin vücudunda teselli araması ne anlamsız. Ih bu da olmadı demek ve uzaklaşmak için sadece birkaç gün yetiyor. Bu birkaç güne “Aşk,” diyorlar. Heyecansız, bayağı ve basit. Gerçek duygulara inanan azınlıklar haline gelmişiz bazılarımız. (Ben, Hande, İrşil hocam ve bir kaç dostum) sohbet ederken hâlâ içimiz titreyerek bahsediyoruz yaşadığımız uzun lezzetli güzel ilişkilerden. Yaşlılık sendromu mu? diye düşündüm “29 ne kadar yaşlıysa” sonra baktım değil. Biz her an kalbimizde lazım olur diye acemi yerler barındırmayı beceren kişilerdeniz. Hâlâ bir sofrada ilk rakı kadehinin son yudumunu eski sevgiliye adayanlardanız. Ben huzurunuzda çok teşekkür ederim onlara, iyi ki yaşamışım, iyi ki sevmişim. Varoluşum, karakterim onlarla şekillendi ama diyorum ya etrafta bu söylemi söylecek az kişiyiz. Şimdi 20-25 yaş aralığı olanlarsa sadece tüketmekle meşgul. Yazık! Bu anlattıklarıma yağan yağmurları ekleyin haksız değil yağmurlar, yağmak belki işe yarar ve belki o gencecik bedenler ıslanıp kendilerine gelirler.

Yağsın yağmur; her bahar başlangıç, her şeye bu karanlık fotografın belki azıcık aydınlanmasını sağlayacak hem kriz hem bu soğuk karanlıklar çekilmiyor, diyen çok kişi var etrafımda.

Güneş ve bahar umut getirdi dünya varolduğundan beri, mesela bahar yüzünden ölen duymadım ben şimdiye kadar ama kış yüzünden ölen var mesela değil mi?

Umutlarımı yeşertiyor bu yağmur, hâlâ bir şekilde umudum var.. Her şeye dair hep düşüp düşüp ayağa kalkmam bundan sanırım, dizlerim yara bere olsa da ben seviyorum o izleri.. Pamuklara alışkın değil bünyem, rahatsız oluyorum 

Yağsın yağmur belki oda güzel günler için temiziliğe kalkmıştır sadece anneler değildir bahar temizliği yapan.

Yağmur olmalı, yağmalı şikayet etmeyin. Nerden biliyorsunuz hem belki şemsiyenizin altına saklanmak isteyen biri kalbinizi çalacaktır ya da arabası ile sizi azıcık (çok olursa kavga çıkar) ıslatan biri hayatınıza güzel anlar katacaktır. Ben hâlâ umutluyum, siz de karamsar olmayın.

Bu kadar umutlu yazının yanına umutsuzluk eklemeyeceğim ama aklıma bir anı geldi şimdi, yağmurda bir motorun arkasında idim bi zamanlar, zaman durmuştu sonra evime vardım nerden bilirdim onun son beraber yağmurumuz olduğunu.. İyi ki sarılmışım, bol bol dert olurdu içime..

Yağmur yağsın, ellemeyin.. Eğer gerçekten dilerseniz size çok güzel şeyler getirecek bu yağmur.

Yağmurlu günler dilerim..

  • Tuana Eray Baran | 19 Mart 2009
Website | + yazılar