5 yaşından beri kameralara çok alışık. Türk sineması ve ekranları için geleceği en parlak sayılan oyunculardan biri.
Çılgın Dersane Kampta’daki rolüyle dikkatleri iyice üzerine çeken Ceyda’nın bitip tükenmek bilmeyen enerjisi ile Carousel’in altını üstüne getirdik. Hem kendisi hem de sevdikleri için çeşit çeşit hediyeler seçen Ceyda, çevresindeki herkesi kendine bir kez daha hayran bırakmayı başardı.
Seyircisiyle sinema sektöründeki yükselişte üst sıralara yerleşen Çılgın Dersane Kampta filminin öne çıkan genç oyuncularından Ceyda Ateş, Carousel’e girdiği ilk andan itibaren güzelliğiyle çevresindekileri büyülerken kendisi ve gelecekteki planları hakkında da açıklamalarda bulundu. Sempatisi ve neşe dolu tavrıyla sorularımızı bütün samimiyetiyle cevaplandırdı.
Kendinden bahseder misin?
1987, İstanbul doğumluyum. Liseyi iki sene önce bitirdim. İki sene İtalyanca ve İngilizce dersler aldım. Bu sene konservatuara başlayacağım. Oyunculuğa 5 yaşında başladım. O zamandan beri sürekli dizi filmlerde, kliplerde, reklâmlarda oynadım. İki sene tiyatro eğitimi aldım, Barış Manço Eğitim ve Kültür Merkezi’nde. En son ‘Çılgın Dersane Kampta’ filmini çektim. Oynadığım en bilinen dizi filmler ‘Gurbet Kadını’, ‘Aşk Oyunu’, ‘Yalan Dünya’, ‘Karagümrük Yanıyor’. En son geçen sene Süha Özgermi’nin yaptığı güzellik yarışmasında İstanbul Güzeli seçildim.
Bu güzelliğini, inceliğini neye borçlusun?
Aslında kilom için bir şey yapmıyorum, diyebilirim. Çocukluğumdan beri zayıfım ve yeme alışkanlığım yok, diyebilirim ama tatlıyı, çikolatayı çok seven bir insanım. Bunlara elimden geldiği kadar dikkat ediyorum. Salata çok yerim, yürüyüş yaparım, yüzerim. Zaten küçüklüğümden beri yemeye çok düşkün olmadığımdan benim için avantaj oluyor.
Saçın ya da cildin için bakım yapıyor musun?
Saçlarım için de, cildim için de her zaman bakım yapıyorum çünkü bu sektörde çalıştığımız için saçımız ve cildimiz çok yıpranıyor. Elimden geldiği kadar bakım ürünleri kullanıyorum. Zaten günlük hayatımda çok makyaj yapan biri değilim. Setlerde yapıyorum. Saçlarım için kuaförüm bakım yapıyor. Yüzüm için de yaşıma uygun bakım kremleri kullanıyorum.
Sence oyunculukta güzellik önemli bir kriter mi?
Yaptığımız bu işte güzellik tabii ki de önemli ve büyük bir avantaj, diyebilirim. Elbette asıl önemli olan yetenek. Kültür çok önemli. Güzellik de bunlara dâhil olunca avantaj oluyor.
Seni en çok hangi tür filmler cezp ediyor?
Yeri geliyor komedi oynamak istiyorum, yeri geliyor çok ağır bir dram oynamak istiyorum, yeri geliyor vahşi bir kız oynamak istiyorum. Genelde bu yaşıma kadar hep çocuk rollerini oynadım ya da drama yakın oyunlarım vardı. Artık biraz daha ağır, zorlayıcı, asi, hırçın, iddialı roller istiyorum.
Senin çok iyi bir komedi oyuncusu olacağını söyleyenler var.
Evet, bunu herkes söylüyor. Komedi de oynamayı çok isterim çünkü komediyi çok seviyorum. Genelde çok neşeli bir yapıda olduğum için bunu çoğu oyuncu arkadaşlarım da söylüyor.
Bir proje geldiğinde neye dikkat ediyorsun? Sonrasındaki çalışma sürecin nasıl oluyor?
İlk başta konuşuyoruz. Rol bana uygun ya da sıcak geliyor. Kabul ediyorum. Sonra senaryomu elime aldığım zaman sessiz bir ortamda onu kendim yaşıyormuşum gibi okuyorum. Sete başladığımızda da yoğun bir tempo içine giriyoruz. Sette neşeliyimdir, her zaman insanlara karşı pozitifim ama sahneye girmeden önce 10 dakika kimseyle konuşmam; alırım senaryomu gözden geçiririm ve ondan sonra setime başlarım.
Tiyatro oyunculuğu çekiyor mu seni?
İki sene tiyatro okudum, oynadım da. Zaten tiyatro benim hayalimde hep var. İnsanlarla birebir karşı karşıya geliyorsunuz. Hata ettiğinizde tekrar dönüş yok. Atmosferi çok farklı. Tiyatro, hep yapmak istediğim bir şey. Umarım ileride bir tiyatro sahnesinde de yer alırım.
En çok ne tarz giyinmeyi seviyorsun?
Genelde spor giyinmeyi seviyorum, çoğu kıyafetim spordur. Tabii ki her şey yerine göre giyilir, abiye de giyindiğim oluyor. Günlük hayatımda çoğunlukla spor giyimi tercih ediyorum.
Ayakkabıya, aksesuara düşkünlüğün var mıdır?
Aslında takıya çok düşkünlüğüm yoktur. Bir tek inci küpelerim vazgeçilmezdir, sürekli kulaklarımdadır. Çok nadir kolye takarım. Bir yere gideceksem saat kullanırım. Takı takmayı sevmiyorum. Ayakkabı ve çantaya aşırı derecede düşkünümdür. Bir de uyuma çok dikkat ederim. Kesinlikle kıyafetlerimle uyumlu olmaları gerekiyor.
Giydiklerinin marka olması senin için önemli mi?
Bizim yaşımızdakilerin marka takıntısı var. Ben de marka giyiyorum ama bazen yolda yürürken bir şey gözüme çarpıyor, çok beğeniyorum, o zaman alıyorum.
Modayı takip ediyor musun yoksa kendi tarzını mı uyguluyorsun?
Modayı çok sık takip ettiğim söylenemez. Takip ettiğim de oluyor ama genelde moda diye giymek hoşuma gitmiyor. İçime siniyorsa, ben kendime yakıştırıyorsam ister moda olsun ister olmasın giyiyorum.
Bir rolü canlandırırken kostümü beğenmeyip, giymek istemediğin oluyor mu?
Oyunculuk yaptığımız için oynadığımız karaktere göre kıyafetlerimiz değişiyor. Tabii ki de bazen hoşuma gitmeyen, vücuduma uygun olmayan kıyafetler geliyor ama o sırada ben o rolü oynadığım, o kıyafetler giyilmek zorunda olunduğu için giyiyorum. Beğenmediğim, rahat etmediğim zaman söylüyorum çünkü kıyafetin içinde rahat değilsem ben bir şey yapamıyorum. Rahat olmam gerekiyor. Bakıyoruz, eğer uygun bir şey varsa değiştiriyoruz, yoksa o şekilde oynamak zorunda kalıyorum.
‘Çılgın Dersane Kampta’ vizyona girdikten sonra gelen tepkiler nasıl?
Bugüne kadar hep olumlu tepkiler alıyordum zaten. Çılgın Dersane de büyük avantaj sağladı. Çok güzel tepkiler alıyorum.
Teklifler çoğaldı mı?
Sinema teklifi, dizi film teklifi geldi. Özellikle gençlerden çok olumlu tepkiler alıyorum, gençlik filmi olduğu için. Çok güzelsin, diyenler de çok oluyor.
Sıradaki projenden de bahsedelim. Neler var gündemde?
Med Yapım’ın yaptığı bir dizi filme başlıyorum. Paşhan [Yılmazel] ve Alp [Kırşan] de oynuyor. Hatta Çılgın Dersane’de Paşhan ile aşk yaşıyorduk, bu dizi filmde de ilerleyen bölümlerde aşk yaşayacağız. Hem gençlik konu ediliyor hem de zengin ve fakir aile çatışması var. Ocak’ın sonu ya da Şubat başından itibaren izlenmeye başlanmış olacak. Ben zengin bir ailenin kızını canlandıracağım. Önce zengin bir çocukla aşk yaşıyor sonrasında fakir bir çocuğa âşık olacak.
Hande Yöremen 2009