Yılın ilk günü gözümü açıyorum yatağıma adeta güneş hucum etmiş durumda. Kışın ortasında bu güneş de ne sabah sabah denilmesin. Yaz mevsiminin en flash beldesi Bodrum dayım. Geçen yaz Bodrum’u başka yerlere gitmekten biraz yetim bıraktığımdan buradaki dostlarımı görebilmek adına Ege’nin incisine ışınlandım bir anda.

Nisan ayını andıran bir hava ve  yılbaşı gecesi nereden çıktı bu insanlar diyebileceğiniz bir Bodrum vardı geçen hafta burada. Begonviller ve deniz yoktu ama Bodrum yine mükemmeldi. Restoranların ve kulüplerin dolu oluşu dikkat çekiciydi.

Hayatımda ilk defa yılbaşı akşamı dışarı çıkmak benim için apayrı bir durumdu. Neden denilmesin çunkü neredeyse yılın her gecesi dışarıda olan birisi olarak yılbaşlarında her daim home partileri tercih etmişimdir. Bodrum’da dışarı yemeğe davet edilince bir an duraklamadım değil hani. Nasıl olur sorusunu kafamda kurcalayarak yeni açılan AYNA cafe & gallery ye doğru  yöneldik. Burası yeni açılan bir sergi salonu modunda ama 87 yıllık olduğunu öğrendiğim tipik bir Bodrum evi. Beyazlar içinde bahçesinde sigara yasağına uyan kitlesiyle gayet pozitif bir yer AYNA. Şimdilerde 26 Ocak tarihine kadar Şenay Öztürk’un resim sergisi var. Akademisyen bir çiftin sahibi olduğu mekanda yılbaşı gecesi gerçek anlamda bir misafirperverlik örneği yaşadım, diyebilirim. Gerçek işlerinin yanında hobi amaçlı hizmet verdikleri için adeta evinize gelen misafire nasıl samimi ve içten davranıyorsanız burada da aynı şeyi görmeniz mümkün. Yılbaşı menüsünde zengin bir ordövr tabağı muhteşem bir kıymalı börek ve ilk defa yediğim güveçte işkembe vardı. Nasıl mı? Efendim işkembeler haşlanmış daha sonra tereyağı, sarımsak, kaşar ve ıspanak ile rafine edilerek fırına verilmiş olarak sıcak sıcak servis ediliyor, Yılbaşının geleneksel yemeği kestaneli pilav ile hindi mükemmeldi. Tramisu ve meyve tabağı gerçekten görülmeye pardon yenilmeye değerdi. Daha evvel Picante olan mekan yaz aylarının popüler mekanı Barkanın hemen yanı (Bülent Özdemir’in sahne aldığı mekan) Türkkuyusu Mah. Külcü Sok. No.6  Bodrum. 0 252 316 85 34

AYNA’da yenilen keyifli yeni yıl yemeğinden sonra kendimizi bir anda Bodrum Meydanına iteledik. Meydandaki Mustafa Sandal konserinden dağılan gruptan sıyrılıp Marina tarafındaki barlara yöneldik bir anda. Bir gece evvelki sessizlikten eser yoktu burada. Asmalımescit’i andıran bir kalabalıkla Türkçe pop çalan yaz aylarının popüler mekanlarına girip çıktık. Eğlence açısından sıralama yapılması gerekirse 1. Helva, 2. Fink 3. Küba olur. Tabir-i caiz ise hepside Sortie kapısını andıran bir yoğunluktaydı ama en ilginç olanı da Askerlik Şubesinin karşısında bulunan Vittoria idi. Biz çalan müzik ile zıp zıplarken kapıda nöbet tutan Mehmetçik de ayaklarıyla ritim tutuyordu. Her halde en şanslı askerlik burada gerçekleşiyor, ne bileyim. Mesela askerlerin en sevmedikleri 02.00- 04.00 nöbeti bu karargahda en popüler olanı. Diğer tarafdan Bodrum’un barlar sokağı bölümü bilindiği gibi her telden çalıyor. Birkaç yıldır namı İstanbul’a da gelen Kule Bar gerçekten popüler kapıda uzun kuyruklar söz konusu. Yaz aylarından ziyade kış aylarında da tanıdık isimlerin Bodrum’da konser veriyor olmaları güzel. www.kulebar.com 12-13 Ocak’ta Yeni Türkü konserini Bodrum’da olacaksanız kaçırmayın, derim.

Bodruma her geldiğimde muhakkak uğradığım Cafe Delmar’da gece karanlığında yanan ateşin çevresinde yastık misali koltuklara uzanıp sağ göz ile Kale’ye, sol gözle KOS’a bakıp bira içmek gibisi var mı bilemiyorum. www.cafedelmarturkey.com

Yaz aylarının vazgeçilmez mekanı Marina Yacht Club’te kış geceleri de eğlence ile devam ediyor. Mayıs 2010 sonuna kadar sürecek olan programda:

Pazartesi – Erkan & İbrahim.

Salı- Çarşamba – Grup Malabadi,

Perşembe- Cuma – Yasemin & Çetin,

Cumartesi – Pazar- Ebru Yazıcı sahne alıyorlar. www.marinayachtclub.com 0 252 316 12 28

Denizden ve eğlenceden vakit bulamayıp gidemediğim Müzelere bu kısa tatil sürecinde gitme imkanına eriştim. Bodrum Kalesinin içinde bulunan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesini daha evvel gezmiştim ama bu sefer daha kapsamlı gezmek bilgilenmek kayda değerdi. Giriş fiyatının 10 TL olduğu Müze giriş kartıyla bedava gezilen müze pazartesi günleri kapalı. 1985 yılında Avrupada yılın müzesini almış olması da gurur verici. St. Jean Şövalyeleri tarafından inşa edilen Bodrum Kalesi’nin asıl adının Peter Kalesi olduğunu biliyor muydunuz acaba? Kalenin tüm kulelerinin sergileme alanı olarak kullanılması güzel. Müze hakkında daha detaylı bilgi için www.bodrum-museum.com u tıklayabilirsiniz.

Diğer bir müzede 1996 yılında kaybettiğimiz Sanat Güneşi Zeki Müren’in Halikarnas Disko’nun üzerinde müze haline getirilen evi. Sanatçının vefatından sonra eşyaları, arabası kıyafetlerinin bir kısmının sergilendiği evini gezebiliyorsunuz. Kıyafetlerin renk cümbüşüne dönüştüğü takıların ve resimlerin adeta sizi büyülediği müzede kanımca tek eksik sanatçının eserlerinin dinletilmemesi, ne olurdu ev gezilirken Manolyam veya Beklenen Şarkı küçük volumlerle gezenlere dinletilse.

Girişin 3 TL olduğu Zeki Müren Müzesinde en itici durum biz saat 14.00 de giriş yaptığımızda personel ve dostlarının muhteşem manzaraya karşı yemek yiyip nara atarcasına konuşmalarıydı. 0 252  316 19 39

Bodrum da stresten uzaklaşmak yoğun iş temposundan uzaklaşmak için hafta sonları Bodrum Yelken Spor Kulübü önderliğinde yelken kursları açılmış.

İki hafta sonuluk periyotlarda 20 saat süren eğitimler cumartesi / Pazar günleri yapılıyor. 6 veya 8 kişinin katıldığı eğitimlerde yelken seyirlerinin tanıtımı, navigasyon, lokal ve tanıdık denizlerde gündüz seyirlerinde rota çizme ve güvenlik bakımından hakim olarak tekneyi kontrol edebilme kabiliyetinin kazandırılması eğitimleri sunuluyor. İki kişilik odalarda konaklama yanında cumartesi ve Pazar günleri saat 11’de teknede buluşma ve denize açılma ile başlayan gün saat 16.00’da dönüş ile devam ediyor. Haliyle cumartesi geceleri eğlence sizi bekliyor Bodrum’da. Ayrıntılar için info@matchhracecup.com a email atabilirsiniz veya 0 536 312 90 23’ten Yılmaz Canözer ile görüşebilirsiniz. www.matchracecup.com

Bu arada Bodrum da kısa bir  Yarımada turu yapalım dedik. İlk durak Turgutreis Marina da bulunan mağazalar gerçek anlamda kalabalığı yaşadı. Balık severler bu yaz Gümüşlük’te balığı her zamankinden daha pahalı yiyecekler çünkü evvelki hafta çıkan lodos da tüm restaurantların sıralandığı bölüm şiddetli dalgadan yıkılmış. Aynı durum Türkbükünün popüler bölümü içinde geçerli dalgalar beachler’i almış yerlerinden. Ama halk bölümünde bulunan Hocanın Yeri Ocak ayında bile popüler kumsala kurulan masalarda mantı ve çiğ böreklerin en güzeli tadıldı. Yarı dizime kadar deniz suyu kontrol edildi. Bodrum’a gelecekler için duyurulur. Marina Yacht Club’un programı saat 01.30 civarı bitiyor. Hemen karşısında yazbaşı açılan TANGO’ya yazın uğradığımda biraz pahalı gelmişdi ama şimdilerde Bodrum’un popüler mekanlarından biri olmuş. Argentina mutfağı yanında sokak önüne kurulan masalar ve orkestra yanında DJ’in yerli yabancı parçaları ile eğlenmek mükemmel.

Neyzen Tevfik Cad. No.170 Bodrum.   0 252 316 08 98  Bu arada Fatih Ürek’in sahibi olduğu Çakra Club kapatılmış yerine Mey&Hane adında bir yer açılmış buarsı da bayağı popüler.

Yıllardır gelir giderim Bodrum’a sinemaya gitmek ilk defa bu gelişimde kısmet oldu. Sevgili ağabeyim Ömer Faruk Sorak’ın çektiği Yahşi Batı’yı izleyebilmek için günler öncesinden Bodrumlu arkadaşlarıma bilet aldırmışım çünkü tüm seanslar kapalı gişe Maşallah, diyelim. Sinema salonu Bodrum Oasis’te ama izleyicilerin neredeyse tümü İstanbullu; İstanbul’da olsa bir salonda bu kadar tanıdık sima bir anda buluşmaz . Gelelim Yahşi Batı’ya malumunuz Cem Yılmaz başrolde, aylardır takipteyim masmavi gözleri ile Kenter Tiyatrosunda başarılı bir grafik çizen Demet Evgar, Zafer Algöz, Ozan Güven ve Özkan Uğur geri dörtlü filme gerçekten emek harcanmış. Sanat yönetmenliği süper kıyafetler ve konsept gerçekten pozitif ama ben galiba Cem Yılmaz’dan sıkıldım sanki hep ayni döngü içinde mi ne? Küfür ile konuşmak başarıyı getiriyor mu? Bilemiyorum. Yahşi Batı’da tam teşekküllü bir kasaba kurulmuş, espriler yer yer anlaşılmasa da güzel. Yılmaz’ın Uzay çağından taş devrine daha sonra Amerikan kovboyuna geçmesi mükemmel. Oyuncunun yenilik içinde olması güzel. Fakat dikkatimi çeken bir durumda Yılmaz’ın genelde aynı kadro ile çalışıyor olması. Demet Evgar ile Cem Yılmaz’ın Evlilik Düeti, Amerikan filminde Türk Lokumu tadında geliyor. Yahşi Batı’da beğendiğim en güzel sahneler filmin finalinde isimlerin yazdığı esnada yan karede gösterilen fragmanlar. Ömer Faruk gücenmesin ama sanki onlar daha komik. Filmi izlerken muhakkak son sahneye kadar salonda kalın bu kareler muhteşem. Tatil dolayısıyla kaç gündür ekrana kitlenir gibi oldum. Yahşi Batı sponsoru nedeniyle reklamlar da bayağı revaçta hayırlısı olsun. www.yahsibati.com

Geçen hafta İstanbul’umda sadece iki gece kalabilmiştim. Tabii boş geçirir miyim? Pazartesi akşamı yaklaşık 1,5 yıldır beklediğimiz CAHİDE’mize kavuştuk. Küçükçiftlik Parkında bir gece evvel biten sirkin yerine parti havasında açılan CAHİDE CIRCUS’ta eski dostlarla buluştuk. İzzet Çapa’nın bu popüler mekanında kimler yoktu ki, eğlence dünyasının tüm müdavimleri gerçekten içtimaya alınmış bir şekilde CAHİDE CIRCUS’a akın ettiler. Posta Gazetesinin popüler bandosu yanında Cahide Kızları, Aljamal oryantalleri, Marjinal Club dansçıları, Akrobasi dansçıları yanında Sibel Tüzün ve Fatih Ürek’in showları yanında Dj Adil’in şahane remiksleri ile muhteşem bir gece yaşadık, diyebilirim. Gecede Çapa’nın kurmayları Barış Demirtaş, Burak Kılıç ve Vural Akarsu’nun cansiperane koşuşturmaları gecenin başarısına epey katkıydı. Yakın zamanda açılacak olan CAHİDE geceleri için geri sayım başladı bile..

Gece öncesi uğradığımız Cihangir’de yeni açılan FOL‘un müthiş hamburgerleri gecenin başlangıcı idi (Cihangir  Kaktüs’ün hemen yanı).

Yılın son haftasının ikinci gecesinde Kanyon Cinebonus’da galası yapılan soul Kitchen filminin galasındaydım. Fatih Akın’ın çektiği filmin galası bildiğimiz havalı galalardan daha pozitif adeta arkadaş toplantısı kıvamındaydı. Filmi gerçek anlamda başarılı buldum. Aile bağlarının kuvveti, aşk ve mutfağın hünerleri anlatılıyor soul Kitchen’da. Hamburg’ta çekilen film 66. Venedik Film Festivalinde aldığı ödülle  Fatih Akın’a sürpriz yapmış. Adam Bousdoukos, Moritz Bleibtru ve Birol Ünel başrollerde. Mutlaka izlenilmesi gereken filmde sadece bir açık sahne var (sizden gelen yoğun e-mailler’e istinaden belirttim). Filmin bitiminde sabah mesaiye yetişeceğimden katılamadığım Babylon partisi güzelmiş, giden dostlardan duydum da. www.soulkitchenfilm.com

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR..

  • Caner Ural | 04 Ocak 2010