Kurban Bayramı arifesinde düştük yollara, kimimiz kaldık şehirde kimimiz dost akraba ziyaretleri için Anadolu yollarına bazılarımızda benim gibi tatil yollarında güzel vatanımda hava bahar sıcaklığını az buçuk yaşatırken bir başka kıtada bulunan Kanada’da hava biraz yağışlı, eh biraz soğuk gibi ama umduğumdan daha sıcak geldi Kanada. Amsterdam, Beyrut iş güç derken bu hafta pek fazla havadise şahit olamadım sizin için. Ne yapacağım ne yazacağım diye düşünürken kuzenim Edebiyat Fakültesi mezunu Berna Atlanç yetişti imdadıma. Bu hafta da Berna sizin, bizim için yazdı sayfada..
Selamın Hello;
Kimse yaşlanmak istemez. Yaşımız ne olursa olsun genç kalmayı hedefleriz. Ruhumuzu genç tutarız. Genç olmakta, genç gibi düşünmek değil, genç gibi takılmak, gençlerin takıldığı yerlere giderek onlardan biriymiş gibi davranarak kendimizi mutlu etmektir. Biz genç neler yaparız? Gençler nerelere gider diye merak mı ediyorsunuz? İşte size fırsat. İstanbul’u bir gencin gözünden görme fırsatı. Farklı bir bakış açısı, hem entelektüel hem de yurdum genci manzarası.
Ben de kuzenim Caner gibi, gezip tozan biriyim. Onun gibi sosyetik mekanların aksine bütçemin yeterli olduğu, öğrencilerin takıldığı mekanlara gidip, otobüs, metrobüs kullanan bir gencim. Hızlı bir yaşantım olmasına rağmen, araba kullanmayarak da huzurlu bir gün geçirebiliyorum.
Gençler neler yapar? Sinemaya gider, tiyatroya gider, kitap okur, müzik dinler, alışveriş yapar. 30 yaş üstü insanlar genellikle çalışma hayatının koşuşturması içinde kaybolurken gençler kendi düşüncelerini, yaşam
tarzlarını belirtmekle uğraşıp rengarenk bir görünüm içindedir. Aldığı harçlıkla yetinmeye çalışır veya babadan zengindir eğlenir ama gene de genç gençtir ve çılgındır.
Bir hafta boyunca uslu bir genç oldum ve pek de çılgınca aktiviteler yapmadım. Tiyatroya gittim, alışveriş yaptım, arkadaşlarla içmeye gittim, yemek yedim, kitap fuarına gittim. Gezdim durdum.
Bir genç tiyatroya gider mi, diye bir soru varsa aklınızda bence bunu hemen silin kafanızdan çünkü sinema biletlerinin uçuk fiyatlarından dolayı gençlerin yeni gözdesi tiyatro.
Bu hafta size, “Bir intiharın genel provası” adlı oyunu tanıtmak istiyorum. Konusuna bakarsak; her şeyini kaybetmiş olan mutsuz bir adam, Tuna köprüsüne gelerek intihar etmek ister. Adam tam atlamak üzereyken, birtakım insanlar tarafından durdurulur ve yeni bir hayata başlayacağı için sevinir. Yapacağı iş görüşmesiyle hayatı kurtulacak, bütün borçlarını ödeyecektir fakat bir süre sonra kendisine bir ‘oyun’ oynandığını anladığında, iş işten geçmiştir. Tekrar intihar etmek üzere köprüye gelir. İlk anda, “Hayatta daha kötüsü ne olabilir?” diye düşünürken, akıl almaz olaylar yaşamış, bu kez ruhunu da kaybetmiştir. Oyun tek perdelik bir oyun, Duşan Kovaçeviç tarafından yazılmış bu oyunu Nurullah Tencer yönetiyor. Oyuncuları arasında bitmek bilmeyen dizi Yaprak Dökümü’nün Fikret’i Bennu Yıldırımlar, Bora Seçkin, İbrahim Can, Serhat Kılıç var. Oyunu arzu edip de seyretmek isteyenler varsa, Kadıköy Haldun Taner ve Üsküdar Kerem Yılmazer sahnesinde Kasım ayı boyunca izleyebilir.
Peki, sonra aklınıza gelecek, bu genç tiyatrodan sonra ne yapar? Tabii ki de karnı acıkır ve yemek yer. Yemeği de ünlü Bağdat caddesinde yemeyi planlıyorsa, vay haline dersiniz ama yanılırsınız. Bağdat caddesinde de fiyatları uygun ve çok lezzetli restoranlar var. Örneğin CKM’nin karşısındaki Breads. Bilmiyorum hiç denk geldi mi ama 10’dan fazla şubesi olan bir cafe burası. Breads açıldığından bu yana hem çok rağbet gördü hem de çok beğenildi. Fiyatlarının makul olması, bununla beraber yemeklerinin lezzetli olması onu kısa zamanda popüler yaptı. Evlere de servis yapan Breads, müşterilerinin kalbini de küçük ikramlarıyla kazanmayı iyi biliyorlar. Eğer yolunuz CKM’nin oraya düşerse Breads’e uğramanızı tavsiye ederim. Breads’te bu genç ne yedi derseniz, size tavsiyem pizzaları, makarnaları, salataları
ve pastaları olur. http://www.breads.com.tr/
Bu arada size bir sır vereyim, CKM’nin teras katının manzarası çok güzel. Gizli çıkılıyor, yasak ama bilirsiniz biz gençler için yasaklar çiğnenmek için konulmuştur. Eğer bir gün benden rica ederseniz size gizli bir tur attırtırım. Gençler genellikle, Kadıköy’e, Taksim’e ve Bağdat Caddesi’ne takılır. Bu haftaki yolum Bağdat Caddesi üzerinde olunca yemekten sonra bir içki iyi gider diye düşündüm ve farklı bir konsepti olan Sheriff’e gittim. Caddebostan barlar sokağında western konseptli ve diğer barlardan farklı olarak old songs çalan, vahşi batı dünyasını bize sunan, gençlerin takıldığı, motorlu ağır ağabey ve ablaları görebileceğimiz bir bar. Her türlü içkiyi menüsünden barındıran, fiyatları makul, koltukları çok hoş ve garsonların kafasındaki kovboy şapkası ile kendinizi bir anda Vahşi Batıda bulmanız mümkün. İçeri girdiğinizde çocukluğunuzdan beri tanıdığınız belki onlardan biri olmak istediğin birçok western filminin kahramanlarının resimlerini bulabilirsiniz. http://www.caddebostansheriff.com/
Peki, gençler arasında bu aralar moda olan şey nedir, diye sorarsanız size Silly Bandz adı verilen Amerika’da popüler olan bileziklerden bahsedeceğim. Bu bilezikler paket halinde satılıyor ve her bir pakette 12 ve 24 adet bulunuyor. Paketin içindeki bileziklerin hayvanlar, enstrümanlar, spor ya da
alfabe gibi konseptleri mevcut. Bu bileziklerin hepsi farklı renklerde ve tüm paketi kolunuza taktığınız farklı bir görünüm oluyor. Bilezikler <http://www.milliyet.com.tr/index/Turkiye> Türkiye’de de
<http://www.milliyet.com.tr/index/D&R> D&R mağazalarında satılmaya başlandı. Bir paketin fiyatı 3,49 TL. <http://www.sillybandz.com/> http://www.sillybandz.com/ D&R girmişken albüm ve kitapta almak gerekir.
Biz gençler genellikle albümleri internetten indiririz, malum albüm fiyatları baya bir uçuk fakat yerli albümlerin fiyatları çok makul. Eğer sevdiğiniz yerli bir sanatçı varsa, piyasaya katkıda bulunmak için yerli
albüm almanızı tavsiye ederim. Şu sıralar en çok Tarkan’ın albümü satılsa da size Avrupa Yakasından tanıdığımız Hale Caneroğlu’nun albümünü tavsiye ediyorum. Sesi çok güzel de olsa, şarkılarının akustiği, sesinden dolayı ruhunuzu dinlendirmesi ayrı bir zevk veriyor. Müziği ne kulak tırmalıyor ne de bilindik abidik kubidik sözlerle oluşmuş şarkılardan ibaret değil. Tam kendinizi genç hissettirecek bir albüm.
Peki, bu gençler kitap okumaz mı? Tabii ki de okur. Size tavsiye edebileceğim çok güzel kitaplar var ama şu aralar okuduğum, ve yazarına (Tuba Çandar) İstanbul Kitap Fuarında sonsuz teşekkürlerimi sunduğum “Hrant” kitabını tavsiye ediyorum. 19 Ocak 2007’de Agos Gazetesinin önünde vurulan Hrant Dink’in hayat hikayesini anlatılıyor. Eğer ufak bir not verirsem, bu kitapta emeği geçmiş yakın aile dostum bana, yakında bu kitaptan esinlenerek bir filmin vizyona gireceğini söyledi. Umarım en kısa zamanda bu filmi izleme fırsatımız olur.
Gezdik, tozduk, entelektüel seviyemizi arttırdık, peki gençler bu seviyeyi arttırırken nasıl bir tarzları vardı? Tabii ki de kendilerine has bir tarzları vardı. Şu aralar kızlar arasında moda olan bir marka var H&M. Genellikle Taksimde, Kadıköy de, Belediye pazarlarında sıkça gördüğümüz ve ürünlerini çok beğendiğimiz bir mağaza. Avrupa’da çok büyük bir kitlesi olan H&M sonunda Forum İstanbul’da açıldı. Fiyatları çok uygun olan ve genç kesime hitap eden bu marka, siz genç kalmak isteyenlere ideal bir trend. Umarız en kısa zamanda Anadolu Yakasına da açılır. Eğer Forum İstanbul’a gitmediyseniz en kısa zamanda gitmenizi tavsiye ederim. http://www.forumistanbul.com.tr/
Şimdilik benden bu kadar, en kısa zamanda tekrardan genç kalabilmek hakkında
size tüyolar vereceğim.
Berna Atlanç
Hepinize İyi haftalar, iyi bayramlar..
- Caner Ural | 15 Kasım 2010