Duru Tiyatro

Oyun yıllardır oynanıyor ve hâlâ ilgi görüyor, hâlâ kapalı gişe. Ben ne yazık ki oyunu geç seyredenlerdenim. Duru Tiyatro’nun bu oyununda Emre Kınay ve Ahu Türkpençe oynuyorlar. 

Aşk, insanı tutsak eder mi? Kendinize yenilmenize sebep olur mu? Sevdiğin ya da sevdiğini sandığın insana seni sevmesi için zulmedebilir misin?

Elbette herkes bu şekilde yaşamıyor. Kişilik bozukluğu var demektir bu tür insanların ama bu tarz yaşayanlar yok değil. Ayrıca yaşadığımız düzen bizi gün geçtikçe hasta ediyor. Kalp kırıklıklarıyla birleşince de Emre Kınay’ın başarılı bir şekilde canlandırdığı Mark karşımıza çıkabiliyor.

Ahu okul arkadaşımdır. Ekrana da, sahneye de çok yakıştırırım kendisini. Sondan Sonra’da bu hoş kadın çok iyi bir performans sergiliyor. Louise gücün karşısında gittikçe boyun eğerken bıçak nasıl da kemiğe dayanıyor! Ahu, bizi o kadına yaklaştırıyor. O kadar yaklaşıyorsunuz ki kendinizde de mutlaka benzer yanlar görüyorsunuz. Emre Kınay için Nihayet Bitti’de yazdıklarımı tekrar etmiş gibi olacağım belki ama bu adamı mutlaka tiyatro sahnesinde seyretmelisiniz. 

Oyun yıllardır oynanmasına rağmen ilgi giderek artıyor ve seyircisi bol. Sık sık turneye çıkan bu müthiş ikiliyi seyretme keyfini sakın ama sakın kaçırmayın!

  • Hande Yöremen 02 Mart 2016

Yazan: Dennis Kelly

Çeviren: Füsun Günersel

Yöneten: Emre Kınay

Yönetmen Yardımcısı: Derya Oyanay Sungur

Müzik: Mert Canka -Engin Hızarcı

Dekor: Kemal Göylüler

IŞIK Tasarımı: EmraH keskin

Fotoğraf: Cenk Oğlakçı

Oynayanlar: Emre Kınay, AhuTürkpençe

“Şerden kendimizi korumak zorundayız dediğim için bana faşist diyeceksen hiç durma, de. Ama toplumumuz için tehlikeli olan insanların etrafımızda dolaşmasına biz izin verdik.” Sığınakta iki insan: Mark (Emre KINAY) ile Louise (Ahu TÜRKPENÇE). Korkunç nükleer saldırıda, binalar çökmüş, herkes ölmüş, her yanı radyoaktif toz bulutu kaplamıştır. Mark bu saldırıdan Louise’i binbir güçlükle sığınağa taşır. Mark’ın sığınağında yiyecek, ranza, radyo gibi kısıtlı imkanları vardır. Mark’ın konuşmalarından Louise’e aşık olduğu ve onu delice kıskandığı da anlaşılır. Ayrıca genç adam Louise’i irkilten şeyler söyler: “Bu saldırıyı yapanlar mutlaka sakallıdırlar.. Güçlü ve iyi toplumlar dünyadaki zayıf toplumları onların iyiliği için kontrol etmelidir.. Biz gücümüzü yeterince iyi kullanmadık. Teröristlere daha katı davranmak şart.” Mark’tan korkan ama onunla birlikte bu sığınakta hayatta kalma mücadelesi veren Louise zor günler yaşar. Acaba dışarısı ne durumdadır? Gerçekten herşey Mark’ın anlattığı gibi midir dışarıda? Oradan kurtulabilecek midir? Dennis Kelly’nin bu çarpıcı oyununda iki temel konu işleniyor: Dünyada özellikle ABD’de 11 Eylül saldırısı ile gelişen terörizm paranoyası ve bu olayla birlikte artan faşizan eğilimler; Güç kullanarak demokrasiye kavuşturma çabası ya da bir erkeğin gücünü kullanıp bir kadını elde etme mücadelesi… “İyilik adına gücünü kullanmak toplumsal ya da bireysel süreçte faşizmi yaratır.” Sondan Sonra ilk kez 2005’te Londra’da Bush Theatre’da, sonra çeşitli ülkelerde oynandı. Ve halen de bir çok ülkede oynanmaya devam ediyor.

ALDIĞI ÖDÜLLER

2010 Çırağan Lions ”En İyi Erkek Oyuncu Ödülü” Emre Kınay

2010 Direklerarası Seyircileri ”En iyi Kadın Oyuncu Ödülü” Ahu Türkpençe

2011 Afife Jale ”En İyi Kadın Oyuncu Ödülü” Ahu Türkpençe