• Oyun Atölyesi
  • SONA ERDİ

Oyun Atölyesi’nin kalitesini seviyorum. Oradaki bütün oyunlara içim rahat gidiyorum. ‘Testosteron’a giderken de böyle düşündüm. Oyun kapalı gişe oynuyor. Gerçekten kendinizi seçilmiş kişilerden biri gibi hissedebilirsiniz. Oyun öncesi Antre Cafe’de kahvelerimi içtik ve salona geçtik.

Açılışı Bülent Şakrak yapıyor, daha o anladım çok güleceğimi.. Gerçekte de bateri çalan Bülent oyun sırasında da ağzınıza bir parmak bal sürüyor ve derken paldır küldür diğer oyuncular da sahneye giriyor. Bol küfürlü ve argo dolu bir oyun. Aslında ben küfür sevmem ama dayanamadım güldüm, güldüm. Ta ki arkamdaki kadın “Bu kadar da gülünmez ki, abarttı!” diyene kadar.. Hatta ben duymadım ama Petek söyledi, “Dikkat çekmeye çalışıyor herhalde,” de demiş. Artık o çektiğim dikkatle ne yapacaksam? Bir süre ağzımı kapatarak güldüm ama sonra yine koyverdim.

Tabii ki her zamanki gibi oyunu ayrıntılı bir şekilde anlatmayacağım. Gerçekleşmeyen bir düğünün ardından eğlencenin yapılacağı mekânda 7 erkeğin kavga ederek, ilişkileri sorgulayarak, erkek ve kadın olmayı inceledikleri bir oyun bu. Aslında erkek olmak küfür etmek midir diye düşünebilirsiniz. O kadar bel altı muhabbete rağmen oyuna bayıldım. Koyverdim kendimi, kaptırdım gittim.

Oyunu birlikte seyrettiğim arkadaşım ile ortak fikrimiz Bülent Şakrak’ta Zeki Alasya havası olduğu, yanlış anlaşılmasın kesinlikle taklit ya da kopya değil. Bunca yıldır tanımama rağmen sahnede seyretmemiştim. Bundan sonra hiçbir oyununu kaçırmam. Orhan Aydın, oyunun yaşça en büyüğü, ustalığını da sergiliyor zaten. Damat Ruhi Sarı için sadece iyi cümleler kurabilirim. Neredeyse o rolü başka hiç kimse onun kadar harika oynayamaz. Ne yazık ki Petek ile yine hakkında ortak fikre sahip olduğumuz bir rock starı oynayan Gürkan Uygun hayatımda bir bölüm izlememiş olmama rağmen bildiğim Kurtlar Vadisi Memati’den çıkamamış, belki de çıkmak istemiyor. Oyunun en cüretkâr karakteri o üstelik. Neler neler yapabilirdi oysa. Keşke o ses tonuna ve konuşma biçimine saplanıp kalmasaydı. Gökhan Yıkılkan’ı da 2008’den beri tanırım. O da damadın kardeşini, bir avukatı oynuyor. Karısına düşkün bir adam. Rolünün altından kalkmış. Gökçer Genç’i ‘Dolu Düşün Boş Konuş’ta da seyretmiştim. Fiziğinin, tipinin avantajını gayet iyi kullanıyor. Kuş bilimci olan damadın bilim adamı arkadaşı. Emre Altuğ, bazıları onu şarkıcı zannetse de o, konservatuvar mezunu bir oyuncu. Üstelik çok da iyi.. Bir rock starının popüler olmuş bir kuş bilimciyle evlenmesini kaçırmak istemeyen bir gazeteci, kabak ona patlıyor. Şarkıcı kimliğini de bu oyunda kullanıyor. Oyun sonunda oyunun şarkısını hep birlikte söylüyorlar.

Mutlaka ama mutlaka bu oyunu seyredin. Öğrendiğime göre bu sezon son. Seneye isteseniz de seyredemezsiniz. Yaş sınırı var, öyle çoluk çocuk gidilmez. Bence bu oyunun tadı en güzel, arkadaşlarla birlikte çıkarılır. İki perde, keşke bitmese biraz daha oynasalar, diyebilirsiniz.

  • Hande Yöremen | 01 Kasım 2016

Testosteron (2012-2013)


(2 Perde; 115 dk)
Farklı mesleklerden gelen 7 erkeğin sarhoş olduktan sonra birleştikleri noktalar…
Kavga, Kadın, futbol, yanlış anlamalar, saçmalıklar, şarkılar, pişmanlıklar, küfür kıyamet, arzu patlamaları…
Polonyalı yazar Andrzej Saramonowicz‘in Dünya tiyatrosuna armağanı…

Orijinal Adı:
Yazar Andrzej Saramonowicz
Çeviren Neşe Taluy Yüce
Yöneten Celal Kadri Kınoğlu
Sahne Tasarımı Emrah Abaka
Müzik Serdar Donduran
Oynayanlar
Stavros Orhan Aydın
Kornel Ruhi Sarı
Tretyn Emre Altuğ
Fistach Gürkan Uygun
Tytus Bülent Şakrak
Robal Gökçer Genç
Janis Gökhan Yıkılkan
Yönetmen Asistanı Gözde Kırgız
Yönetmen Asistanı Orbay Sehlikoğlu
Yönetmen Asistanı Işıl Öztürk