Uzun zaman oldu, içimdekiler kelimelerle buluşup vücut bulmadı, bulamadı. Biz yazanlar yazmayınca eksik oluyoruz, sanki bir parçan hiç yok gibi, özlediğin biri senden uzak gibi, o çok sevdiğin ve istediğin her neyse hiç olmayacak gibi!

Bazen olur ya biri gelir ya da biri gider o gelişi ya da gidişi sırasında içinizdeki ‘iskambil ev’ sallanır ve yıkılır. 

Şimdi onu tekrar inşa etme zamanı. 

İnsan, hep öğrenir ama hep yanılır çünkü hep unutur. Unuturuz biz, ‘affetmek’ değil bu ‘unutmak’ bizim mayamızda var. Ahhh bir de unutamasak o zaman ölürüz. İnsan, unutmadan yaşayamaz. Hatalarımızı unuturuz çünkü hayat bütün renkleriyle aldatıcıdır. Hep yeni oyunlar çıkarır karşımıza, hep yeni sınavlar hazırlar ve her seferinde çalışmadığımız yerden soru çıkar. Acılarımızı unuturuz çünkü unutmasak bu acılar bizi öldürür. Ölülerimizi gömeriz, örteriz üstünü. Bu hayatta bir kemik asla aynı yerinden kırılmaz. Şehirler ve insanları ve bin türlü dertleri. İnsanlığın varoluşsal sancıları, sanrıları. 

Adına ‘hayat’ dediğimiz bu yolda debelenirken düşe kalka öğreniyoruz, sonra unutuyor tekrar öğreniyoruz ve her debelenişimizde birbirimizin iskambil evlerini darmadağın ediyoruz, hepimizin öteki bahçesinde mevsim sonbahar. 

Sevgi eksikliği, kıskançlık, ben olma isteği üzerine ve bencil arzular. Ahhh dünya zevkleri oysa varoluş mayası sadece kuru toprak. İnsan akıllanmaz bilmez ki para yenmez, trilyoner olsan da dokunmazsın ona, sadece dijital ekranda sayarsın bilmem kaç sıfırı. İnsan var olur yakar, yıkar, tarumar eder ve ölür. Mayası sadece kuru topraktır. 

Ey canım okuyucu, ‘Ne düşünürsen düşün, karşında ki seni ne kadar anlarsa o kadarsın’ derler. Boş verin siz, içinizde ne varsa onu yaşayın zamanın bir heybesi yok. Bu hafta 98 Haziranına ait eski bir fotoğraf geçti elime, orda bana bakıp gülümseyen yeniyetme alay etti benimle ve söyle dedi; ‘Zaman ya yoksa ya onu biz uydurduysak.’ Zamansızlığa 98’den bir iz bıraktım efendim. 

İçinizdeki en güzel hafta olsun.

  • Zeynep Çay | 05 Temmuz 2021
Website | + yazılar