Herkese merhabalar sevgili okuyucularım, bu hafta sizi tarih, eğlence ve buram buram gizem kokan topraklara götürmek istiyorum; Balkanlar’ın en güzel şehirlerinden Bükreş’e.
Geçtiğimiz yıl başı tatilini geçirdiğim topraklara kaç kez gittiğimi inanın unuttum. Bükreş’in büyüleyici ve insanı kendisine hayran bırakan mimarisi, harika doğasının yanında soğuk havasına rağmen sıcak, samimi insanları ve lezzetli yemekleri var. Ayrıca eğlenceli müzikleri ve gece hayatı inanılmaz çekici..
Bükreş, Romanya’nın en büyük şehri ve başkenti. Ayrıca şehir ülkenin en önemli şehri olma özelliğini elinde bulunduruyor. Harika bir doğal yapıya ve enfes bir doğaya ev sahipliği yapıyor. Hem görkemli kiliseleri ve görülmeye değer manastırları hem de içinde nefes alacağınız, yürüyüşler yapacağınız doğa harikası parkları var.
Bükreş özellikle Romanya’nın Avrupa birliğine girmesinden sonra kendini oldukça geliştiren bir şehir. Kendinizi tam olarak Avrupa’nın ortasında hissedeceğiniz ama aynı zamanda Türkiye’deymiş hissine kapılıp hiç yabancılık çekmeyeceğiniz bir şehir. Her yerde Türk restoranlarını rahatlıkla bulabilir ve televizyonda Türk kanallarını izleyebilirsiniz.
Şehir bir çok Avrupa ülkesine göre çok daha ucuz olduğu için çoğu öğrenci tarafından Erasmus programı için oldukça çok tercih ediliyor, bu nedenle oldukça kalabalık ve dinamik bir şehir.
Şehir merkezindeki binaların neredeyse tamamı eski ve tarihi binalar bu nedenle size tam anlamıyla tarihi bir şölen hazırlayacaklar. Gece hayatı anlamında inanılmaz ünlü olan şehir özellikle Old Town bölgesinde bulunan barları ve kulüpleriyle gece bile uyumuyor.
Bükreş’e Aralık sonunda gittiğimiz için “Balkanlar soğuk olur,” diyen herkesin önerilerini dinleyerek yanımıza bolca kazak, hırka, polar, eldiven ve bere aldık. İyi ki almışız çünkü gerçekten çok soğuktu ve bulunduğumuz günler içerisinde hafif bir kar yağışı görüldü. Bükreş’in genel olarak havası garip bir ilkime sahip ama ben bahar aylarında gidilmesini öneriyorum. Hiç vazgeçmediğim Romanya’nın en güzel şehirlerinden Braşov’a genellikle karlı havalarda giderim orada kış ruhunu hissedebilirsiniz. Şöyle diyelim; Braşova’ya kışın, Bükreş’e bahar aylarında gidin, derim.
Gezilecek yerleri önermeden önce önemli bir konuyu belirtmeliyim ki; Romanya vize isteyen ülkeler arasında bulunuyor. Romanya vizesi alırsanız sadece Romanya’yı gezebilirsiniz ama Schengen vizeniz olursa Romanya dışında Bükreş’e yakın orta Avrupa ülkelerinide gezme fırsatınız olabilir. Bükreş ve Türkiye arası uçakla yaklaşık 1 saat. Otobüsle gitmek isterseniz İstanbul ve Bükreş arası 11 saat sürmekte, ayrıca şehir içerindeki ulaşım çok rahat.
Bükreş’e gittiğiniz zaman mutlaka görmeniz gereken yerler arasında; Bükreş parlementosu, Herastrau park, Odeon theatre, Stavropoleos Kilisesi ilk akla gelenler arasında ve özellikle Odeon Theatre binasının önündeki Atatürk büstü insana inanılmaz bir mutluluk ve gurur veriyor. Büstün üzerinde Romence şu sözler yazıyor; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ‘’Yurtta barış, cihanda barış’’.. Asıl etkileyici kısım Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm tarihinin sonsuzluk işaretiyle yapılmış olması.
Biraz da Bükreş’in yemeklerinden bahsetmek istiyorum. Rumen mutfağı özellikle asla aç kalmayacağınız, lezzetli türden yemekler barındırıyor. Dedesi Rusya’dan göçmüş biri olarak bizim evimizde oldukça sık yenen Mamaliga ile başlamak istiyorum. Mamaliga bildiğiniz mısır ekmeğine çok benziyor ve lapa şeklinde mısırdan yapılıyor. Sarmale gördüğünüz zaman asla şaşırmayın çünkü bildiğiniz lahana sarması. Romanya taverna kültürü çok gelişmiş bir ülke. Restoranların çoğuna taverna müzikleri eşlik ediyor ve keyifli vakit geçirmenizi sağlıyor.
Kısaca özetlemek gerekirse; harika doğası, kendine hayran bırakan mimarisi, keyifli müzikleri, lezzetli yemekleri ve sıcak insanlarıyla Bükreş doğunun Paris’i. Mutlaka gezi listenize eklemenizi tavsiye ederim.
2024 yılının hepimize bol bol gezeceğimiz bir yıl olmasını diliyorum.
- Zeynep Çay | 07 Ocak 2024