Deha ismini gördüğün an merak ettim; zeka üzerine yapılmış bütün işleri merak ederim. Fragmanını izlediğim zaman, bir bakarım ben buna, dedim. Her şeyden önce kendini her yerde büyük bir keyifle izleten Uğur Polat kadroda. Bir de Onur Saylak var. Daha ne olsun!

Ekranlarımızı ele geçiren yapım şirketlerinden Ay Yapım’ın işi olan bu seride Aras Bulut İynemli başrolde. Bak ne güzel gidiyor isimler ama hâla bir türlü -benim sanırım- anlayamadığım Ahsen Eroğlu ve Taner Ölmez kadrodalar. Kimse alınmasın, darılmasın; sadece zevk meselesi değil; oyunculuklarını beğenmiyorum. Hele ki Aras Bulut’un sevgilisini oynadığını görünce ilerleyen günlerde kesin başka bir kadın çıkacak diye düşündüm. Taner Ölmez’i pek çok işinde izledim ama olmuyor; onunla yıldızımız barışmıyor. 

Deha’nın senaryosunu Damla Serim yazıyor ki bana göre yazamıyor. Nejat İşler’in başrollerinde oynadığı Kötü Adamın 10 Günü, İyi Adamın 10 Günü filmlerini de yazan senarist diyalog yazma konusunda vasat diyebileceğim biri. İlk iki bölümü izledim. Klasik bir intikam hikâyesi; zaten her şekilde iş yapar ama bu kadar da kötü yazılmaz ki. Senaryo sadece hikâye değil ki; karakterleri doğru çıkarmalı, onları uygun konuşturmalısınız. Özellikle ikinci bölümde nasıl bir bilgiye sahipse bu konuda (!) Kumar sahnesindeki yetersizliğini hatta nasıl da öyle istedim ve öyle yazdım’ı göreceksiniz. Dünyada hiç kimse o şekilde kart sayamaz. Her şeyi bilmek zorunda değilsiniz elbette ama bir bilene sorun!

Aras Bulut İynemli’yi beğenirim ama zirvede değil benim için. Öyle Bir Geçer Zaman ki.. serisinde oynarken yıldızlaşmıştı. Çukur’da da iyi gidiyordu ama sonra ona bir şey oldu; çok abartılı oynamaya başladı. Sevindirici olan Deha’da abartıdan bir nebze uzaklaşmış. Yine de bu oyunculuk işine daha çok kafa patlatması gerektiğini düşünüyorum. Büyük oyunculuğu da sevmem ama Aras Bulut’un oyunculuğu büyük değil, abartılı. Mesela tiyatroda komedi türlerinden fars ya da vovilde şahaneler yaratır. 

Gelelim kostümlere.. Kıvanç Tatlıtuğ’a bile yakışmayan kıyafetlerin benzerlerini giydirdikleri Taner Ölmez babasının takımlarını giymiş gibi duruyor. Zaten onlar nasıl kötü çizgiler.. Felaket. Hele ki Uğur Polat’ın kıyafetleri.. Siz sanırım hiç böyle bir dolandırıcı tanımadınız. Jilet gibi giyinirler, bir araştırın. Oyuncunun kıyafetleri üzerinden dökülüyor. İki dirhem bir çekirdek olmalı. Bilmiyorsunuz; araştırın öğrenin. Kadın oyuncuların kıyafetleri uygun ama erkek oyuncuların kıyafetlerine genel olarak el atılmalı.

Ay Yapım’ın yine müziklerde Toygar Işıklı’dan vazgeçmediğini görüyoruz. Artık vazgeçse keşke; sürekli sanki aynı müzikleri dinliyoruz yıllardır. Belli ki müzisyen sadece bu melodiler arasında geziyor ama artık yeter, değil mi?

Seriyi biraz daha izlemeye devam edeceğim ama bu ülkede yazılan bu başarısız senaryoları gördükçe her seferinde hayâl kırıklığına uğruyorum. Zaten gereksiz uzatılmak zorunda kalan bölümler dayanılmaz bir hal alıyor; bir hikâye bulunca ne olur yazmayı becerin ya da yazabilenlere yazdırın!

Hayatımızın özellikle son bir yılını kaplayan dolandırıcılık, para aklama işlerini merkeze alan hikâyede bir oğulun babasından intikam alması var. Çok iyi, iş yapar ama ne kadar yazabilirseniz..

İzleyin, derim ama piyasadaki kalite o kadar düşük ki sürekli daha da özensiz işler yapılıyor. Soruyorum belgesel, yabancı dizi filmleri izleyenler nerede? 

Website | + yazılar