Kadın olmak! Anne olmak! Her şey olmak! Kendin olamamak!”

Kurtlarla Koşan Kadınlara selam veren bu oyunu 13 Şubat akşamı Boa Sahne’de seyrettim.

Oyunda iki farklı kadın var. Biri anne olmak için büyük çabalar sarf eden bir kadın, diğeri de anne olmuş ama çocuğuna daha iyi bir hayat verebilmek için çocuğundan uzak, hasret içinde başka bir ülkede çalışan bir kadın.

Bu iki kadının hayatlarına farklı zaman dilimleri içinde tanık oluyoruz. Anne olmak için çeşitli tedaviler yaşayan birinci karakterimiz bu süreçte aşktan, romantizmden uzaklaşarak cinselliğin artık bir görev haline geldiğini anlatıyor bize. Tüp bebek tedavisinin ne kadar zor, zahmetli bir süreç olduğunu mizahi bir dille aktarıyor oyunun yazarı Esra Şengünalp.

Esra Şengünalp aynı zamanda tüp bebek tedavisi gören karakteri oynuyor. Ona bu oyunda yurt dışında eşini ve çocuğunu bırakıp çalışmaya gelen karakteri oynayan Gamze Dar eşlik ediyor.

Her iki oyuncuyu da çok beğendim. Özellikle Gamze Dar’ın gerçekten yurt dışından çalışmaya gelen kadınlardan biri olduğuna ben ikna oldum. O kadar titizlikle karakteri ortaya çıkarmış ki, het hareketi, mimiği, konuşması beni inandırdı. Sahneye çok yakışan, ışıkları olan kadınlar her ikisi de..

Dekor sade ve oyuna hizmet ediyor. Kostümler, karakterlere uygun seçilmiş.

Oyun dış sesle başlıyor. Bir kadın ve bir erkek aralarında konuşuyorlar. Beni tek oyundan biraz koparan da bu konuşmaların anlamı oldu. Uzun süre anne olmak için uğraşan kadın ve erkek, sanki anne baba olduktan sonra ne kadar da uğraştıklarını, o noktaya nasıl geldiklerini çok çabuk unutmuş gibiydiler. Bu başlı başına başka bir perde ya da oyun konusu bence.

Bir de karakterimiz, anne olmak için geçirdiği çeşitli tedavileri, yolları anlatırken biraz kafa karıştırıcı anlatmış bu süreci. Yabancı ülkelerde erkeğin sperm verirken eşiyle odaya girdiğini sadece filmlerden biliyorum ama bizim ülkemizde bunun olduğunu hiç duymadım ayrıca. Eğer böyle bir uygulama varsa yeni öğrenmiş oldum. Bunu sorup teyit edeceğim.

Oyunun sonunda her iki kadın karakterimiz de aynı zaman dilimine geliyorlar. Oyunda çok acıklı ve hüzünlü iki kadın hikâyesi var ve yazar bunu çok iyi bir şekilde mizahi bir dille anlatmış. Gülerken ve gülümserken size ne yaşadıklarını ayrıntılı bir şekilde göstermiş oluyorlar.

Hayatın kendisine yüklediği rolleri yaşarken bir yandan kendi olabilmek, kendine kavuşabilmek için çaba harcayan iki kadının hikâyesi bu aslında.

Oyun aynı zamanda umut verici bir oyun; bu süreci yaşayanlar için yalnız değilim, diye düşündürtürken bir yandan acı verici de olabiliyor. Eğer tüp bebek tedavisi görüyorsanız bu oyunu seyretmek sizin tercihinize kalmış.

Oyun tek perde ve 75 dakika sürüyor. İyi yazılmış bir oyun ve çok iyi oynayan bu iki kadını seyretmek için bu oyuna gitmeye değer.

Oyun hakkında bilgi almak için: tiyatrous

fok derisi KAVUŞMA
Kadın olmak! Anne olmak! Her şey olmak! Kendin olamamak!

Kadının toplumda değişen kimlikleri içinde “anne olma” evresinin altını çizen hikayeyi, farklı coğrafyadan ve statüden olan iki kadından mizahi bir anlatımla izliyoruz.

Fok Derisini (Ruh derisi) kaybetmiş kadınların arayışı, uyanışı.
Kendine kavuşma, kavuşabilme hikayesi!

*Kurtlarla Koşan Kadınlara selam olsun.

Yapım desteği: Pax Sahne

Yazar / Yönetmen: Esra Şengünalp
Oyuncular: Esra Şengünalp, Gamze Dar

Yardımcı Yönetmen: Bora Akın
Dekor Tasarım: Cihan Aşar
Işık Tasarımı: Yasin Gültepe
Fotoğraf / Afiş Tasarım: Doruk Seymen
İllüstratör & Grafik: Biyikof
Teknik Sorumlu: Eren Uğurhan, Azat Sunar
Asistan: Hazal Yıldırım

Tür: Dram, Komedi

Süre: Tek perde, 75 dakika