
BKM’nin hayata geçirdiği; usta yönetmen Çağan Irmak’ın rejisiyle sinemaya aktarılan, senaryosunu Nermin Yıldırım’ın kaleme aldığı ve başrolünde Meltem Kaptan’ın oynadığı Adile Naşit, 5 Aralık’tan itibaren vizyonda.
Çağan Irnak’ın ilk kez senaryosunu yazmadığı film olan Adile Naşit’in senaryosunu Çağan Irmak’ın yazmasını isterdim açıkçası..
Filmi gala akşamında Maslak Uniq’te seyrettik. Yaş itibariyle Adile Naşit döneminde ben çocuktum. Benim gibi onun yaşadığı döneme tanıklık etmiş olanların elbette her birinin kafasında farklı bir beklenti olabilir. Filmi seyrederken ve film sonrasında bunu düşündüm. Beni tatmin etmeyen neydi? Bence nasıl olmalıydı? diye..
Filmi seyrederken Çağan Irmak kendini hissettiriyor, çekimlerde hiç sıkıntı yok. Meltem Kaptan’ı da çok beğendim. Sonuçta birebir benzerlik zaten beklemiyorum. Meltem Kaptan belli ki çok çalışmış ve Adile Naşit’in o sarıp sarmalayan sıcaklığını hissettim, diyebilirim. Adile Naşit’in eşlerini oynayan Serhat Tutumluer ve Özgürcan Çevik’i hatta çok da sevdiğim Levent Can’ı (Münir Özkul) da bir yana koyarak yazıyorum diğer oyuncuları çok karışık buldum. Sanki bir curcuna vardı. Adile Naşit’in dönemindeki herkes bilirsiniz ki çok ünlü.. Seyrettiğimiz zaman çoğumuzun yüzüne gülümseme yayan ‘Hababam Sınıfı’, ‘Neşeli Günler’, ‘Gırgıriye’, ‘Davaro’, ‘Süt Kardeşler’, ‘Mavi Boncuk’, ‘Oh Olsun’ ve daha bir sürü filmde oynamış olan Adile Naşit’in filmini ben yetersiz buldum.
Kariyerinin dışında aslında çok büyük bir acı (evlat acısı) yaşamış olan Adile Naşit’in yaşadığı bu acıyı filmin merkezine koyan senaryonun yetersiz yazıldığını düşünüyorum. Bence zaten bu filmi bir ekip yazmalıydı. Tek kişinin altından kalkabileceği bir iş değil.
Topluma mal olmuş bir insanın hayatını tüm gerçekliğiyle anlatmak tabii ki olası değildir, böyle bir beklentim yok; herkesin bildiği kendinde kalabilir ama diyelim ki bundan 50 sene, 100 sene sonra bu filmi açıp seyreden biri hangi Adile Naşit ile karşılaşacak. Adile Naşit gerçekten üç boyutuyla anlatılabildi mi?
Nasıl olabilirdi kısmına önümüzdeki günlerde başka cevaplar da bulacağımı biliyorum ama aklıma gelen bazı filmler var: Örneğin Marilyn Monreo hakkında yapılan filmlerden biri olan ‘Blonde’ bence tarz, Marilyn’i ele alış açısından çok etkileyiciydi. Bir başka film Freddie Mercury’yi anlatan ‘Bohemian Rhapsody yine benim favorilerim arasındadır.
Adile Naşit filminin çekilirken onun hakkında hissettiğimiz duygulara oynanmasını ben rahatsız edici buldum. Ona dair, onun dönemiyle ilgili olan duygularımızdan ötürü filimin nasıl olduğuna bakmayacaksınız çünkü.. Filmi bir eser olarak nitelendirmeyip sadece duygularınızla seyredeceksiniz ve filmdeki özensizlikleri büyük ihtimalle görmeyeceksiniz.
Ne kadar duygulansam da, zamanda yolculuk yapsam da film benim için yeterli değildi. Yine de geçmişe dair o güzel duygularınıza değmesi için bu filmi seyredin.
- Hande Yöremen Gür | 5 Aralık 2025
