2009

Kuzguncuklu iki arkadaş Arzu ile Ayşe’nin rüyaları yıllar sonra yine o çocukluklarını yaşadıkları mahallede kesişmiş. Her ikisi de çocukluklarında gerçekleştirmek istedikleri hikayelerini masaya yatırıp Kuzguncuk‘un şirin mi şirin sokağı Bican Efendi’de İLYA adında mini minnacık ama süper bir kafe açmışlar.

Acısıyla tatlısıyla bir yılın daha son demlerini yaşamaya başladık şimdilerde. İki haftadır e-mail’ime, facebook’a, telefonuma inanılmaz derecede mesajlar yığılmaya başladı. Gelen soru da  ‘’Yılbaşı akşamı sence nereye gidelim?‘’ Çok biliyorum ya..

Evde yemek olmayınca akla gelen ilk yiyecek veya çocuğunuz ‘’Ben yemeyeceğim bu yemeği,‘’ diye çırpınınca aklınıza gelen ilk menü ne oluyor? Benim ilk tercihim hamburgerden yana ama artık öyle her yerdekini yeme gibi düşüncem de yok hani.

Turşu suyu ile ilgili bir hatıranız var mı? Nasıl bir başlangıç bu diyorsunuz biliyorum ama Bayram öncesi içtiğim üç bardak turşu suyu bana hayatım boyunca unutamayacağım bir bayram yaşattı. Hem de nasıl..

Mekan Mecidiyeköy’deki Profilo İş Merkezi Sadri Alışık Tiyatrosu’nun yeni oyunu Orhan Kemal’in eseri 72. KOĞUŞ’un galasındayım. Tiyatro o kadar kalabalık ki anlaşılır değil. Anca sandalyede yer bulabiliyorum. Tek ben değilim sandalyede oturan yılların emektarları Gülriz Sururi, Suna Keskin ve Gülsen Tuncer de benim gibi sandalyedeler, olsun varsın bir ara geriye bakıyorum millet merdivenlere çömelmiş oyunu bekliyor.

Yıllardır keyif alarak takip ediyorum İstanbul Devlet Modern Folk Müzik Topluluğunun etkinliklerini yaklaşık 10 yılı aşkındır kış aylarımın vazgeçilmez konserlerinin bu sezon ilkini Perşembe akşamı Beyoğlu Muammer Karaca Tiyatrosu’nda yaşadım.

Kış kasveti yağmur çamur geçen hafta neydi öyle 20 gün evvel Antalyalar’da yakıcı sıcakta denize girip güneşlenirken hafta başı başka ülkelere gitmişiz de haberimiz yokmuş durumlarımdayım sanki.

Nicedir istemiştim Güneydoğu’ya gitmeyi hep son dakika tesadüfleri ile kılpayı vazgeçmiştim buralara gitmekten yaz ortası Göcek’ten gelen bir telefon ile Cumhuriyet Bayramı’nda rotayı artık buralara tam anlamıyla çevirdik dostlarla Gaziantep’de yaşayan arkadaşım Hasan Aytekin’in nazik daveti ile küçük bir grup oluşturup Perşembe sabahı Gaziantep’e uçtuk.

Antalya Altın Portakal Film Festivali sonrası iki film izledim İstanbul’da. İlk film Nişantaşı City’s’de galası yapılan MELEKLER ve KUMARBAZLAR idi. Yönetmenliğini Ertekin Akpınar’ın yaptığı gerçek bir öyküden tasarlanmış.

Ayrı kaldım, İstanbul’dan ayrı kaldım, gecelerden, köşe yazarlarımdan, dizilerimden sabahları işe giderken dinlediğim radyomdan yani her şeyden bir hafta.